29 Ocak 2010 Cuma

Zoraki korsan koruma sistemi!

Online olmayana oyun yok!
Assassin's Creed serisi gibi önemli oyunlarla tanınan Ubisoft'un yeni kopya koruma sistemi çok tartışılacak.

Şimdiden forumlarda oyuncuların büyük tepkisini çeken bu kopya koruma sistemi yüzünden, online olmadan ve oyunu onaylatmadan oynamak mümkün değil.

Korsan oyunlara karşı geliştirilen bu güvenlik sistemiyle, oyuncular Ubisoft oyunlarını oynarken alacakları kullanıcı ismi ve şifreyi girerek, internet üzerinden sisteme girmek zorunda kalıyorlar. Haliyle internet yoksa oyuncular aldıkları oyunları da oynanamıyor, çünkü bu işi oyunu her açısınızda yapmanız gerekiyor.

Hem masaüstünde, hem de dizüstünde oyun oynayanlar için avantajları yok değil...
Artıları ve eksileri
Bu sistemin artıları arasında bilgisayara oyun diskini koymadan oyunları çalıştırabilmek ve aynı oyunu sahip olduğunuz bütün bilgisayarlara kurabilmek yer alıyor.

Fakat dizüstü bilgisayarda hemen her noktadan düzgün internet bağlantısına erişmek mümkün olmayabiliyor. Sonuçta bazen oyunlar, internet sorunları başka bir şeyler yapmayı imkansız hale getirdiğinde vakit geçirme imkanı sunuyor. Elektrikler kesilse bile dizüstü bilgisayarda pil dayandığı sürece oyun oynamak mümkün.

Daha önce StarForce gibi oyuncuların ve hatta oyun yapımcılarının bile başını çok ağrıtan bir kopya koruma sistemi deneyen Ubisoft, çareyi biraz Steam'den kopya çekmekte bulmuş. Ancak Steam'de oyuncular kutulu bir oyun almadığı için, Steam'in bariz bir fiyat avantajı var.

Sonuçta Direct2Drive, Impuls, GamersGate ve Steam gibi sistemler oyunculara seçenek sunuyor. Ancak Ubisoft'un kararı, çeşitli koşullarda oyuncuları kısıtlamış oluyor.

Bilgi için: Tiglon
Telefon: (212) 227 80 43

Predator: USB kilidi ile PC'nizi kilitleyin!

USB kilidi ile PC'nizi kilitleyin!
PC yani Personal Computer kelimesinin Türkçe karşılığı Kişisel Bilgisayar. Gerçekten de gündelik pek çok işimizi yürüttüğümüz bilgisayarlar kullanıcıların kişisel konulardan en büyük yardımcıları haline geldi. Durum böyle olunca her PC, kullanıcısının çok özel ve çoğu zaman kimseyle paylaşmak istemeyeceği bilgilerini de içeriyor. Bu yüzden de kullanıcıları için bilgisayarlarına başkalarının erişimini kısıtlamak oldukça önemli konulardan biri haline geldi.

Predator adlı ücretsiz bir yazılım ile Windows'un standart parola korumasından çok daha güvenli bir yöntem ile PC'nizi kilitlemeniz mümkün. Predator, özel bir sistem ile Flash belleğinizi bir güvenlik kilidine dönüştürüyor.
İşte yapmanız gerekenler ve indirme bağlantısı...
Tek yapmanız gereken Predator'u çalıştırmak ve bir anahtar ve şifre yaratmak. Daha sonra anahtarın tanımlı olduğu Flash bellek PC'den çıkartıldığında Predator PC'yi otomatik olarak tanımlanan süre içerisinde kilitliyor. PC kilitli olduğu süre boyunca klavye ve fareyi de etkisiz hale getirdiği ve dilerseniz ekran parlaklığını da sıfıra indirebildiği için meraklı kişilerin kilidi nasıl aşabileceklerini tahmin etmeleri bile oldukça zor.

Fakat Predator'u kullanmaya karar verirseniz USB belleğinizi, evinizin anahtarı gibi korumanız en sağlıklısı olacak. Programı şu adresten indirebilirsiniz.

Celeron işlemci ile overclock mucizesi...


Intel Celeron'u 8.20GHz'ye çıkarttı!
XtremeLabs'dan bir overclock tutkunu, 3.06 GHz hızında çalışan bir Intel Celeron işlemciyi tam 8.20GHz hızında çalıştırdı.

Bu hız ile yeni bir dünya rekoruna imza atan TiN mahlaslı Rus, bu başarısıyla herkesi şaşkına çevirdi.

TiN önce işlemciyi ısıtarak entegre ısı dağıtıcısını ayırmış. İşlemciden bu parçayı ayırdıktan sonra, bu Celeron işlemciyi modifiye edilmiş bir DFI Lanparty UT P35-T2R anakarta taktı. Bu sistemi sıvı nitrojen ile soğutarak, çipin yanmasını önledi.

Bu overclock, işlemciyi orijinal saat frekansının neredeyse üç katına çıkartmayı başardı. TiN, işin teknik detaylarını ve fotoğraflarını yayınladı. Ancak benchmark sonuçları yayınlamadı. İşte bu yüzden overclocklu işlemcinin performansını yeni nesil işlemcilerle kıyaslamak mümkün değil.
İşte akla mantığa sığmayan hız...

Firefox'un internet korkusu!

Mozilla internet kanunlarından endişe duyuyor
Mozilla'nın başkanı Mitchell Baker, yaptığı açıklamada internet kanunlarının getirdiği zorluklardan ötürü, gelecekten endişeli olduklarını dile getirdi.

Mozilla'nın Firefox internet tarayıcısı 350 milyon kullanıcıya sahip. Dünya devlerinden olan Mozilla'nın açıklaması da dikkat çekiyor.

Baker "İndirilen şeylerden de bir anda sorumlu tutuluyorsunuz. Bu yol yaptıktan sonra, bir de yaptığınız yol üzerinde yasadışı hiçbir şey olmadığından emin olmakla sorumlu tutulmanız gibi bir durum." dedi.

Baker'ın açıklaması, internetin denetim sorunlarının yükünün, nasıl bu işi üstlenmek istemeyen devletler tarafından şirketlerin sırtına yıkılmaya çalışıldığını gösteriyor. Kanunlara uyulup uyulmadığının denetlenmesi, araçları geliştirilenlere bırakılırsa, geliştiriciler iş yapamaz hale gelebilir.
Devler bir araya geldi
Mozilla'nın bu sözleri sarfettiği etkinlik oldukça önemli isimleri ağırladı. DLD Konferansı, Almanya'dan Hubert Burda Media'nın sahibi Hubert Burda ve dijital yatırımcı Yossi Vardi tarafından düzenlendi.

500 milyondan fazla kullanıcısı olan Skype'ın kurucularından Niklas Zennstrom, başarılı şirketlerin hallerinden memnun olmamaları gerektiğini belirtti. Çalışmaya ve gelişmeye devam etmenin yanı sıra düzenlerini bozmaktan korkmamaları gerektiğini söyledi.

350 milyon kullanıcısı olan Wikipedia'nın kurucularından Amerikan girişimci Jimmy Wales, ücretsiz yapılan bir iş ile rekabet etmenin çok zor olacağını belirtti. Sitede şimdilik reklam yer almayacağını belirtti ama ileride hayır işleri için para toplamak üzere bu seçeneği açık bıraktı.
100 Milyon kullanıcıya nasıl ulaşırsınız?
Moderator Vardi, internet şirketlerinin dev kullanıcı sayılarına karşın eleman sayılarının azlığına dikkat çekti.

Skype'ın 600, Mozilla'nın 250 ve Wikipedia'nın 30 çalışanı var.

Nasıl 100 milyon kullanıcıya ulaşırsınız? Sorusu yöneltildiğinde, Mozilla'dan Baker girişimcilere yazılım işinden uzak durmalarını, internet sitelerine ve hizmetlerine yönelmelerini tavsiye etti. Herkesin anında anlayabileceği çok saf, çok basit bir vizyon sahibi olmak gerektiğini belirtti.

Zennstrom, tüketicilerin hayatlarını kolaylaştırmak gerektiğini söyledi. Bununla birlikte başkalarının kopyalanmaması gerektiğini şiddetle vurguladı.

28 Ocak 2010 Perşembe

EA'den yeni bomba!


EA, FIFA 2010 ile dünya kupası yolunda!
Electronic Arts, en popüler futbol oyunlarından biri olan FIFA serisine 2010 Dünya Kupası eklentisi geleceğini resmi olarak duyurdu. Electronic Arts'tan konuyla ilgili açıklama yapan Simon Humber, oyuncuların yeni oyunda Dünya Kupası elemelerine katılan 199 ülke takımının her birinin oyuncular tarafından seçilebileceğini açıkladı. Bu sayede 2010 Dünya Kupası'ndan elenmiş olan milli takımımıza bir şans daha verip, doğru taktik ve oyuncu seçimleri ile yeşil sahalarda olmasa bile Xbox 360, PS3 ve Wii'de kupa coşkusunu yaşamak mümkün olabilir.

Oyunda tüm takımların detaylı bilgilerinin yanı sıra son derece gelişmiş grafikler de yer alacak. Yeniden düzenlenen sahaların dışında EA, artık taraftarları da oyuna daha fazla dahil etmeye karar vermiş. Artık taraftarların çok daha detaylı görüntüleri ve özel taraftar animasyonları FIFA'da görülebilecek. Taraftarların koltuklarında kartlarla yazdıkları özel mesajları da FIFA 2010 World Cup oyununda yer alacak.

YouTube, MTV'ye özenirse...

YouTube video portalı Music Discovery isminde yeni bir hizmeti devreye sokuyor. Kullanıcı bu hizmet sayesinde mevcut şarkı kliplerini bir oynatma listesinde rahatlıkla yönetebilecek.

YouTube'u parti DJ'i olarak kullanmak isteyenler ilgili hizmeti yeni web sitesinde bulabilir. Şarkıcı ismini giriyorsunuz ve sonrasında YouTube, yeni hizmet dâhilinde sunulan seçenekler arasında araştırma yapıyor. Bulunan girdiler ve ilişkili şarkıcılar şık bir oynatma listesinde bir araya getiriliyor. Şarkılar listede otomatik olarak art arda oynatılıyor.

O an çalan parçası çalan şarkıcıyla ilgili bilginin yanında sürekli olarak bir arama kutucuğu sunuluyor. Bu kutucuğa yeni terimler yazıp yeni şarkıları listeye dâhil edebiliyorsunuz.

Bill Gates boş durmuyor!

Bill Gates'ten daha iyi bir dünya için notlar
Dünyanın en zengin adamlarından biri olan Microsoft'un kurucusu Bill Gates, son zamanlarda internete yaptığı hızlı girişle sayfalarımıza konuk oluyor. Önce Twitter'da kendine sayfa açan ve Facebook sayfasını hayata döndüren Gates, daha sonra kendi sitesi ile bir kez daha sayfalarımıza konuk olmuştu. Ama onun tek yaptığı internette zaman öldürmek değil...

Bildiğiniz gibiGates, Microsoft'taki tam zamanlı işinden ayrıldığından beri karısı ile birlikte sağlık ve eğitim konuları başta olmak üzere, dünyanın çeşitli sorunlarını çözmek için uğraşıyor. Vakfın ikinci yılının ardından Gates detaylı bir yıllık rapor hazırladı. 12 sayfalık rapor Bill Gates'in daha iyi bir dünya için tespitleri ve öngörülerini içeriyor.
Emekli patron Bill Gates diyor ki...
Raporunda çevre sorunlarına da değinen Bill Gates; "Çevre ile uğraşanların araştırma ve geliştirmeye odaklanmamış olmalarına" çok şaşırdığını belirtti. Bu konuda daha ucuz elektrik ve daha az zararlı kömür kullanılmasının önemine dikkat çeken Gates bu konulara bütçe ayırmayı düşünmediğini de belirtti. Gates, vakfın maddi kaynaklarını başka grupların yatırım yapmamayı tercih ettiği fakir ülkelerdeki çocukların eğitimleri ve fakir çiftçiler için daha iyi tohumlar sağlayabilmek konularına yönlendirmeyi tercih ettiklerini de raporunda anlattı.

Bill Gates'in emeklilik günlerinde hangi konularla uğraştığını, vakfının faaliyetleri ve dünya sorunlarına yaklaşımları konusunda yayınlan rapordan daha detaylı bilgi alabilirsiniz (İngilizce).

Gücün kontrolünü ele alın!

Bilgisayarın gücünü siz yönetin!
Bilgisayarınızı normal haliyle devamlı açık bırakırsanız, 300W bir sistem yılda 1.400 kilogram karbondioksit ve yüzlerce lira ek elektrik faturasına mal olur.

Bunu üçte bir oranında azaltarak hem cebinizde ortalama 300 liralık bir ekran kartı parası kalmasını sağlayabilir, hem de çocuklarınıza biraz daha fazla soluyacak oksijen miras bırakabilirsiniz.

Karbondioksit salınımının en büyük zararı küresel ısınmaya olan katkısı. Karbondioksit arttıkça sera etkisi artar ve gezegenimiz daha sıcak bir yer haline gelir. Birkaç derecelik fark pek çok canlı çeşidi için ölümcüldür, eriyen kutuplar da iklim felaketlerinden yalnızca birisidir.

Çevreci, verimli, ekonomik bir şekilde bilgisayar kullanmak sizin elinizde. Bu makalemizde israfı nasıl engelleyebileceğinizi, PC'nizi nasıl çevreci bir hale getirebileceğinizi ele alacağız.
Yazıcıyı günde kaç saat kullanıyorsunuz?
Bilgisayara bağlı bütün parçaların envanterini çıkartarak işe başlayalım. Örnek bir sistemde monitör, yazıcı, harici sabit disk, harici Blu-Ray yazıcı, kablosuz router, bir çift masaüstü hoparlör gibi parçalar var.

Bunlar genellikle 7/24 açık tutulan parçalar. PC kapanınca monitör de karardığı için çoğu kullanıcı düğmesine basma ihtiyacı hissetmez. Veya rahatsız edici bir tınlama çıkartmıyorsa hoparlörleri kapatmaz. Aynı şekilde yazıcı da açık bir şekilde bekler ama çalışmadığı için dikkat çekmez.

Marka ve model farkı, enerji tüketiminde büyük bir rol oynar. Bütün parçaların enerji tüketim değerlerini üreticinin sitesinden ya da beraberindeki kullanım kılavuzundan bulmak mümkündür.

Örnek sistemde monitör 47W, yazıcı 15W, router 7W, Blu-Ray 6W, harici sabit disk 5W, hoparlörler küçük olduğu için sessizken 1W, çalışırken en az 3W elektrik tüketiyor. Toplam 81W tüketim söz konusu. Daha büyük bir ekran, güçlü bir ses sistemi bu harcamayı oldukça arttıracaktır.
Gözlerinizin sağlığı için...
22 inçlik bir LCD monitörde yüzde 100 parlaklıkta 47W tüketirken, parlaklığı yüzde 10'a indirdiğimizde tüketim 23W'a düşüyor, yani yarı yarıya azalıyor.

Yazıcı ve Blu-Ray yazıcı nadiren kullanılıyorlar ve devamlı fişe takılı oldukları için 7/24 elektrik tüketiyorlar. Bunları 4'lü bir uzatmaya taktığımızda, uzatmayı kapatarak hepsini birden güçten kesmek mümkün oluyor. Hoparlörleri de aynı uzatmaya takabiliriz, böylece gereksiz tüketimi engelleriz.

Router kablosuz bağlantıyı destekliyor ancak eğer bu özellik kullanılmıyorsa, router kontrollerine girerek kablosuz ağı kapabiliriz. Bu da güç tüketimini 2W'a düşürür. Toplam tüketim 81W'tan 33W'a düşüyor yani bu parçalarda yüzde 60 enerji tasarrufu sağlamış oluyoruz.
Ama bu sadece başlangıç, daha çok tasarruf imkanı var...
Tehlikeli sular: BIOS ayarları
Birkaç BIOS ayarı yapacağız, bilgisayarı yeniden başlatırken F2 ya da Delete tuşuna basarak BIOS ayarlarına gireceğiz. Basılması gereken tuş, anakart modelinize göre değişir. Açılış ekranında hangi tuşa basacağınızı gösteren bir mesaj göreceksiniz.

BIOS altında Power Menu ya da güç yönetim özellikleriyle ilgili kısmı bulmanız gerekiyor. BIOS'lar anakarttan anakarta değişse de hepsinde böyle bir bölüm var. Bu bölüm altında ise ACPI Suspend Type seçeneği altından, PC'nin hangi koşullar altında uykuya yatacağını belirliyoruz.

Suspend Type S1 ise sistem CPU, RAM ve diğer parçaları uyku modunda da elektrikle beslemeye devam eder. Bu da ortalama bir masaüstü bilgisayarda uyku modunda 117W enerji tüketimi demektir.

Bunu S3 yaparsanız Windows anakart için şart olana elektrik dışında bütün gücü keserek büyük tasarruf sağlayacaktır. 117W'tan sadece 5W'a düşüş dev bir tasarruftur.
Boştayken neden elektrik harcasın?
Power up on PCI ya da Power on External Modems ayarları altında, ya da APM Configuration Menu altında sisteminizin kullanmadığı cihazları kapatabilirsiniz. Eski anakartlarda burada bir miktar israf var.

HPET Support seçeneği Windows Vista ve Windows 7 altında daha yüksek hassasiyete sahip zamanlama imkanı sunar. Arkaplan işlemlerinin daha iyi yönetilmesini sağlayarak enerji tasarrufu yapar. Vista ve Windows 7 altında bu seçeneği açık tutun.

BIOS'ta işlemci güç yönetim seçenekleri altında Enhanced C1 ayarını açarak işlemcinin voltaj ve saat hızının, kullanılmadığı zamanlarda otomatik olarak düşürülmesini sağlayabilirsiniz. Overclock yapmıyorsanız bu seçeneği açarak işlemci performansını etkilemeden tasarruf yapabilirsiniz.

Enhanced Intel SpeedStep ya da AMD işlemciler için Cool'n'Quiet seçenekleri, işlemcinin hızını kontrol etmeniz mümkün. Bu seçeneği açarak daha fazla tasarruf yapabilirsiniz. Toplam 40W'a kadar tasarruf, performans kaybı olmadan mümkün.
Overclock değil Underclock
Söz konusu olan sıradan bir işlemci değil de örneğin yoğun kullanımdaki bir sunucu işlemcisiyle, overclocking değil, underclocking yapılabilir.

Overclock hız aşırtma, underclock ise hız düşürme. Undervoltage da denilen yöntem ile CPU'ya giden voltajı düşürmek mümkün. Anakarttan, BIOS ayarlarından voltajı düşürmek, işlemciyi yavaşlatmak kulağa pek iyi gelmese de elektrik tasarrufunun ötesinde daha serin ve uzun ömürlü bir bilgisayar demek. AMD Phenom II X4 955 veya Intel Core 2 Extreme QX9650'de yük altında 35W ve boşta 7W tüketim mümkün.

Ancak voltajı çok da düşürmemek gerekiyor, kullanımdaki artışı hesaba katarak biraz pay bırakmak gerekiyor. Bilgisayarın burada yapılan bir hata sonucunda boot etmemesi mümkün. Bu yüzden BIOS'u nasıl resetleyeceğinizi de bilmeniz gerekiyor. Eğer tecrübeli bir kullanıcı değilseniz, işlemci hızını düşürmeyi atlayın ve tasarruf için diğer yöntemlere bakın. Örneğin RMClock ile CPU çarpanlarını değiştirin.

Yakın gelecekte bu yönteme belirli işlemcilerde gerek kalmayacak. Akıllı güç yönetim özellikleri gerektiğinde overclock, gerektiğinde tasarruf yapacak.
Sıra ekran kartında
İşlemcilerden sonra ekran kartlarına bakıyoruz. Pek yeni olmasa da oyuncuların yaygın olarak kullandığı bir ekran kartı modeli olan GeForce 9800 GX2 90W ila 220W arasında elektrik tüketiyor.

Ekran kartının işlemcisinin çekirdek ve bellek saat hızlarını sistemin izin verdiği minimum değerlere çekebilirsiniz. Bu 3D performansını çok kötü etkileyecektir, ama masaüstü uygulamalar rahatlıkla çalışacaktır. Oyun oynamadan önce hızlı varsayılan ayarlara dönüş yapabilirsiniz.

Nvidia'da Nvidia Control Panel altında Profile altında ayarlarınızı kaydedebilirsiniz. Bu şekilde 15 ila 49W arasında güç tasarrufu yaparsınız.

ATI ekran kartlarında da durum aynı, ister ekran kartı yönetim panelini, isterseniz RivaTuner ve ATITool gibi overclock araçlarını kullanabilirsiniz.
Windows güç yönetimi
Windows'un kendi güç yönetim araçları da verimliliğe önemli katkıda bulunuyor. Windows XP altında Kontrol Panelinden Güç Yönetim Seçeneklerine girerek bilgisayarı belli bir süre kullanmadığınız zaman, monitörün ve sabit diskin kapatılmasını sağlayabilirsiniz.

Monitörü 15 dk yerine 5 dk sonra kapanacak şekilde ayarlarsanız, 10 dakikada 46W tasarruf edersiniz.

Vista ve Windows 7 altında Denetim Masası altında Donanım ve Ses altında Güç Seçenekleri menüsüne girin. Burada planları ayarlayabilir ve aynı işlemi yapabilirsiniz. Uyku modu, USB, görüntüleme ve daha pek çok seçenek var.

BIOS altında Intel SpeedStep, AMD Cool'n'Quiet seçeneklerini etkinleştirdiyseniz bir de işlemci güç yönetimi seçeneği açılacaktır. Buradan işlemci için ince ayar yapabilirsiniz. Bu özellikler, özellikle de dizüstü bilgisayarda batarya ömrünü uzatmak için yararlı olabiliyor.

PowerSlave kullanırsanız gece ve gündüz farklı güç planlarının otomatik kullanılmasını sağlayabilir, gündüz ofis yazılımları kullanırken tasarruf yapabilir, geceleri ise oyunlar için yüksek performans moduna geçebilirsiniz.
Verimli yazılımlar kullanın!
Sırada yazılım ayarları var. Kurulu yazılımların tükettiği kaynaklar elektrik tüketimini arttırabilir.

Tasarruf yapmanın ve dizüstünde batarya ömrünü uzatmanın yollarından birisi de en çok açık kalan yazılımların verimli olmasından geçiyor.

Internet Explorer 8 yapılan testlere göre daha az kaynak tüketiyor ve yüzde 20 daha uzun batarya ömrü sunuyor. Kendi sisteminizde kurulu olabilecek eklenti ve ayarlar durumu değiştirebilir. Farklı tarayıcıları kendiniz test edebilirsiniz.

Medya oynatıcı olarak Windows Media Player yerine VLC Media Player kullanarak 6W daha az güç tüketebilirsiniz. En verimli yazılımları kullanarak hem çevreyi koruyabilir, hem dizüstünde batarya ömrünü uzatabilirsiniz. Kullanmadığınızda kaynak tüketmeyi sürdüren yazılımları açık bırakmamak , performans açısından da iyi bir seçenek.
Ve en temel tasarruf: Lüzumsuzsa PC'nizi kapatın!
Bilgisayarınızın açılış ve kapanış saatlerini ücretsiz WakeupOnStandby uygulamasıyla ayarlayabilirsiniz. Böylece siz evde değilken bilgisayarınız açılıp download yapabilir.

uTorrent gibi yazılımlarda da indirme bittiği zaman bilgisayarı kapatma seçeneğini değerlendirebilirsiniz. Elbette bu ratio'nuz için iyi olmaz ama elektrik faturanız için iyidir. Uzaktan erişim kullanıyorsanız bu ayarlar pek pratik olmayabilir. Ancak Wake On Lan veya Wake On LAN Online gibi ücretsiz hizmetler ile PC'nizi uzaktan, internet üzerinden açabilirsiniz.

Sonuçta bir günde değil ama günler sıralandıkça bir yıl zarfında hem çevreye, hem de kesenize bir iyilik yapmış olacaksınız. Oyun performansını düşürmeden, kendi uygun gördüğünüz şekilde yapacağınız küçük tasarruflar bile havasını soluduğumuz gezegen için yapacağınız küçük bir jest olacaktır. Elbette daha uzun dizüstü pil ömrünü de unutmayalım.

Sınırsız internet: Kullanmadan fatura ödemek

İngilizler kullanmadan para ödüyor!
Yapılan bir araştırma ortaya çok ilginç sonuçlar koydu. İngiltere'de yapılan genişbant internet araştırmasının sonuçlarına göre, İngiliz internet kullanıcıları, kullanmadıkları internet için para ödüyor.

Genişbant internet sitesi Broadbandchoices tarafından düzenlenen araştırmaya göre, sınırsız internet bağlantısı abonesi olan tüketicilerin dörtte üçü, ayda sadece 20GB indirme yapıyor. Araştırma sonuçlarına göre, bu kullanıcıların yarısı ayda 10GB'tan az miktarda veri indiriyor.

Bu tüketiciler daha alt internet paketlerine geçerlerse yılda 100 pound, Türk Lirası'yla 300 TL tasarruf edebiliyorlar. Günde iki saatten daha fazla streaming medya kullanan, film ya da müzik indiren kullanıcılar sınırsız pakette avantajlı. Ama sadece e-postalara bakıp haber sitelerinde gezen kullanıcılar için daha fazlası sadece keseye zarar.
Sınırlı mı? Sınırsız mı? Cevap çok basit
BT'nin 10GB indirme kotalı hizmeti 15.99 pound yani 48 TL, aynı hızda sınırsız paket ise 24.99 pound yani 75 TL.

Sky'ın 2GB kotalı paketi 5 pound yani 15 TL, sınırsız paket ise BT ile aynı fiyata yani 24.99 pound, ya da 75 TL.

Sınırsız internet paketleri özellikle yüksek kalite içeriğe gün boyunca erişen kullanıcılar için avantajlı. Ücretsiz ve yasal film ve müzik hizmetleri yaygınlaşıyor. Büyük dosya transferleri yapan profesyoneller için de kesinlikle kotasız internet gerekiyor.

Ayrıca Steam gibi platformlar üzerinden oyun satın alan oyuncular da sınırsız bağlantıya ihtiyaç duyuyor. Yeni oyunları indirmek için 15 GB üstü veri transferi yapmak gerekiyor.

Windows 7'ye usta eli değdi!

Windows 7'ye usta eli değdi: Yepyeni bir tema
Tasarımcı Greg Straight'in "Yeni Zelanda Teması" (New Zealand Theme) ile Windows 7 masaüstünüze taze bir görünüm kazandırabilirsiniz.

Windows 7 için tasarlanmış Yeni Zelanda temasını indirdikten sonra masaüstünüzde değişik renklerde iki farklı motif görüyorsunuz. Tema paketi Yeni Zelandalı tasarımcı Greg Straight'in elinden çıktı.

Masaüstüne için egzotik bir hava kazandırmak isteyenler bu tema paketini kaçırmamalı.

Önemli: Yeni Zelanda temasını Windows 7 ile bütünleştirmek için indireceğiniz dosyaya çift tıklamanız yeterli.

Download: Windows 7 Yeni Zelanda tema paketi

Bilgi için: Microsoft
Telefon: (212) 258 59 98 pbx

Hayatı çok kolaylaştıracaklar!

Türkiye Yellow Pages ile bulacaklar
Yerel arama firması Türkiye Yellow Pages, dünya çapında navigasyon ve lokasyona dayalı platformları sağlayan dünyanın önde gelen dijital harita, trafik ve lokasyon verileri sağlayıcısı NAVTEQ ile 5 yıllık stratejik ortaklık anlaşması imzaladığını açıkladı.

Anlaşmaya göre Türkiye Yellow Pages, Türkiye'de kurulu firmaların kapsamlı ve kategorilendirilmiş bilgileri ile ihtiyaç noktalarını (POI) tedarik etme konusunda, Nokia'nın satın aldığı NAVTEQ'in stratejik ortağı oldu.

Türkiye Yellow Pages, NAVTEQ ve Nokia'nın Ovi Haritaları'nın global harita platformlarında yer almak üzere tüm firma bilgisi ve ihtiyaç noktaları (POI) verilerini söz konusu firmalara tedarik edecek. Bu bilgi ve veriler, Türkiye'deki 500.000'i aşkın doğru ve güncel firma bilgisi ile ihtiyaç noktalarını (POI) kapsıyor. Türkiye Yellow Pages ayrıca, tüm platformlarda doğru verilerin görüntülenmesi için NAVTEQ ve Nokia'ya haftalık güncellenmiş veri tedarik edecek.

Ortaklık anlaşmasına göre Türkiye Yellow Pages ayrıca, NAVTEQ ve Nokia Ovi Haritalar servisi tarafından pazara sunulan lokasyona dayalı haritalandırma ve navigasyon reklamcılığına ilişkin iki ürünün tek satıcısı olacak.
NAVTEQ navigasyon
NAVTEQ Direct Access, firmaların NAVTEQ'in araç içi navigasyon cihazları, kişisel navigasyon cihazları ve mobil telefonlardaki haritalandırma ve navigasyon platformlarında firma iletişim bilgileriyle birlikte firmaların logolarını veya önemli markalarını göstermelerine olanak tanıyacak.

Nokia'nın Ovi Prime Place hizmeti ise Türk firmalarının, hem web hem de mobil platformlarında Ovi Haritaları'nda firmalarına ait zengin içerik bilgilerini yüklemelerini mümkün kılacak. Fotoğraf, çalışma saatleri, ödeme şekilleri, 1000 karakterli firma profili ve ilgili anahtar kelimeleri kapsayan zengin içerik bilgilerinin yer aldığı bu hizmet, yatırım yapan firmaların, maps.ovi.com ve Nokia cihazlara yönelik Ovi Haritaları'nda daha kolay bulunmasını sağlayacak.

NAVTEQ'in EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) Lokasyon İçerik Ürünleri Direktörü David Assouline konuyla ilgili olarak "NAVTEQ, son yıllarda Türkiye'ye büyük yatırımlar yapmıştır. Üç ofis açarak Türkiye'deki mümkün olan en iyi haritaları oluşturmak için olağanüstü çaba sarf ettik. İnanıyorum ki, Türkiye Yellow Pages'ın sağladığı 500.000'in üzerindeki firmayı ve ihtiyaç noktalarını (POI) global harita veritabanımıza ekleyerek NAVTEQ harita ve navigasyon platformlarındaki kullanıcı deneyimini, Türkiye pazarında rakipsiz hale getireceğiz," dedi.
İşte açıklamalar
Türkiye Yellow Pages Pazarlama ve eİş Genel Müdürü Göktuğ Oğuz ise "Son iki yılda oluşturmuş olduğumuz firma bilgisi veritabanımızla gurur duyuyoruz. Türkiye'deki fimaların ve ihtiyaç noktalarının (POI) yer aldığı veritabanımızın, ülkedeki en güvenilir ve en doğru veritabanı olduğuna inanıyoruz. Hem NAVTEQ hem de Nokia, veritabanımız üzerinde gerekli teknik değerlendirmeyi yaparak söz konusu stratejik anlaşmayı imzalama konusunda adım attılar. Hedefimiz, yakın gelecekte TYP veritabanını 2 milyon firmaya ulaştırmanın yanı sıra, bu bilgilerin her zaman doğru ve güncel olmasını sağlamaktır," diye belirtti.

"Nisan 2010'da piyasaya süreceğimiz NAVTEQ Direct Access ve Ovi Prime Place yerel arama reklam ürünleri, firmaların bulunmasını kolaylaştıracak yeni ve ilgi çekici lokasyona dayalı reklam platformlarını müşterilerimize sunmamızı sağlayacak" diyen Oğuz, sözlerine şöyle devam etti: "Gelecek; harita, navigasyon ve yakınlık aramalarında yatıyor. Çok yakın zamanda binlerce Türk firmasının kapısına yeni müşterileri getiren lider firma olacağız."

Nokia Hizmetleri İş Geliştirme Üst Düzey Yöneticisi Anne-Sophie Lanier ise konuyla ilgili olarak görüşlerini şu şekilde dile getirdi: "Türkiye'de Ovi Haritalar servisimiz kapsamında, kullanıcıların aradıkları lokasyonları kolayca bulma ve kolayca navigasyon yapabilmelerine olanak tanıyacak NAVTEQ ve Türkiye Yellow Pages ile çalışmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Dünya çapında dağıtımı gerçekleşen 80 milyon üzerindeki GPS özellikli Nokia cihazla birlikte gerçek ve sanal dünya arasındaki boşluğu kapatıyor; insanları, yerleri ve firmaları biraraya getiriyoruz."

Basın bülteninden derlenmiştir

Bilgi için: Nokia Danışma Hattı
Telefon: 0 212 337 17 17

Win32.Worm.Zimuse.A: Sinsi virüs çok yakında!

BitDefender zararlıya karşı uyarıyor
BitDefender uzmanları çok sinsi bir internet-zararlısına karşı uyarıyor. "Win32.Worm.Zimuse.A" isimli zararlı, bir solucanın yayılma yöntemleri ile bir virüsün yıkıcı etkisini birleştiriyor.

Zararlı çalıştırıldığında sonuç tam bir veri kaybı oluyor. Uzmanlara göre piyasada iki sürümü dolaşan zararlı bir IQ-testi kılığına giriyor. Bu test açıldığında solucan, kendini çoğaltıyor ve kopyalarını Windows sisteminin kritik bölgelerine yerleştiriyor.

Zararlı sabit diskin en önemli bölümü olan Master Boot Record'u yeniden yazıyor. Her sistem başlangıcında devreye girmeyi garanti altına almak için kayıt defterinde ek girdiler oluşturuyor. BitDefender'a göre Vista ve Windows 7'nin 64-bit sürümleri dijital imzalı sürücüleri şart koştuğu için solucan, bu sistemlerin sürücü dosyalarının üzerine yazamıyor.
Zararlı en son darbeyi nasıl vuruyor?
40 günlük çalışma süresinden sonra (bazı sürümlerde bu süre 20 gün de oluyor) kullanıcı bir hata mesajı alıyor. Mesajda hatanın garip bir web sitesinin IP paketlerindeki kötü içerikten kaynaklandığından bahsediliyor. Sonrasında kullanıcıya "OK" tuşuna basarak sistemi yeniden başlatması söyleniyor. Onaylama sürecinden sonra PC'nin sabit disk içeriği bir sonraki yeniden başlatma sırasına kayıt defteri girdileri nedeniyle yok ediliyor.

Korunmak için bir anti-virüs yazılımının kurulması tavsiye ediliyor. Ayrıca kullanıcılar güvenilmeyen kişilerden gelen e-postalardaki linklere asla tıklamamalı. Web'de zararlıyı sistemden temizlemeye yarayan kaldırma araçları sunuluyor

Goojje.com: Google'ın Çinli ikizi bulundu!

Google'ın Çinli ikiz kız kardeşi: Goojje!
Çin'de dünyanın en büyük arama motoruna rakip bir başka arama motoru ortaya çıktı.

Ancak bu ortaya çıkan yeni arama motoru, Google'a kayıp ikizi kadar benziyor. Hatta adı da Goojje!

Çin'in cep telefonu ya da marka çanta gibi ürünleri kopyalamasına alışkınız. Ancak Google'ı kopyalaması görenlerde şaşkınlık uyandırıyor.

Goojje'a, Google'ın kayıp ikizi diye boşuna demiyoruz, zira logo tarzına kadar Google'ı kopyalayan bu arama motorunun ismindeki "jje" kısmı Çince "abla" manasına geliyor. Google'ın "gle" hecesi ise Çince "abi" manasına geliyor. Yani abi'ye, abla geldi!
İşte"Abla, abinin ayrılmakta vazgeçmesine ve kız kardeşi için kalmasına çok sevindi" yazısının yer aldığı site, Google'ın Çin'de kalması için bir çağrı. Goojje, Google ve Baidu'dan özellikler taşıyor ve Çince aramalarda yakın sonuçlar veriyor. Goojje'nin geliştiricisi ise Henan Business Daily'e göre Guangdong'dan bir kız öğrenci. Ancak Goojje'nin sunucusu, site sahibiyle ilgili bilgi vermiyor.

Siteye ulaşmak için tıklayın: Goojje.com
sitenin vermek istediği mesaj ve adresi...

İnternet işte böyle değişecek!

İnternet değişiyor
İnternet eskiden Ethernet kablolarına mahkumdu, artık değil. WiFi ve 3G bağlantı seçenekleri, kablosuz internet ile her cihazın internete bağlı kalmasına izin veriyor.

İnternet 2000'lerin başıyla kıyaslanmayacak kadar hızlı. Artık dial-up yani çevirmeli internet hizmeti kullanan kalmadı. Herkesin evinde iyi kötü bir ADSL bağlantısı var ve standart hız 1Mbps'nin üzerinde. Türkiye'de en büyük sorun veri miktarını kısıtlayan kota oluyor.

Dünyanın farklı ülkelerinde 4G gibi gelişmiş kablosuz bağlantı seçenekleri yayılmaya başlamışken, geleceği görmek hiç de zor değil. Satın aldığımız elektronik cihazların neredeyse hepsi internete bağlanacak. Elektronik ürünlerde ticaretin şekli de önümüzdeki yıllarda değişecek. Perakende ücreti ödemek yerine, servis sağlayıcılara, servis ücreti ödeyeceğiz.

Ödeme kolaylığı olacak olmasına ama bir ya da 2 yıllık kontratlara imza atmadan önce uzun süre düşünmek ve fiyat performans değerlendirmelerini çok iyi takip etmek gerekecek.
İnternette büyük değişim
İnternet bağlantısı artık masaüstü bilgisayara hatta dizüstü bilgisayara bağlı değil. Bütün bu ürünler internet kavramının da değişmesine sebep olacak.

Cep telefonları geleceğin internet bağlantı platformu olacak. Aslında bakılırsa cep telefonları, cep bilgisayarlarına dönüşüyor. İnternete bağlı cep telefonu sayısı, PC sayısını önümüzdeki yıllarda aşacak.

Bu gerçekleştiğinde internet sitelerinin tasarımının değişmesini bekleyebiliriz. Sadece küçük cep telefonu ekranlarında iyi görünecek tasarımlar da değil, pek çok değişiklik olacak. Cep telefonları dışında tabletlerin de standart hale gelmesi bekleniyor.

Apple, herkesin elinde bir tablet olacağını düşünüyor. Dokunmatiğin ötesinde sesle kontrol ve hareket algılayıcılar da internet ile etkileşimimizi değiştirecek.
İçerik de değişiyor!
İnternet sayfaları bir zamanlar sadece yazılardan oluşuyordu. Buna görsellerin eklenmesi büyük bir devrimdi.

Eski internet bağlantı hızlarıyla sayfadaki bir resmin yüklenmesi çok uzun zaman alıyordu. Ama günümüzde onlarca resim ile dolu sayfaları bile hızla yüklüyoruz.

İnternet üzerinden ses ve görüntü paylaşımı inanılmaz bir şekilde yaygınlaştı. Normal video da değil HD yani yüksek çözünürlüklü videolar izliyoruz. Bir zamanlar insin de izleyelim diye beklediğimiz ufacık video kliplerin çağı geride kaldı.

Kameraların yaygınlaşması ve medya içeriği paylaşımına imkan veren internet sitelerinin olması da medya merkezli bir internete doğru ilerlememizde yardımcı oldu. Site kurmadan içerik paylaşmak çok kolay. Herkes müzik ve film paylaşıyor.
Herkes giriyor, sizi de sürüklüyor!
Sosyal ağların yükselişi de önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek kaçınılmaz olaylardan birisi.

Facebook'un kullanıcı sayısı 350 milyonun üzerine çıktı. Bir sosyal ağa üye olan her kullanıcı, çevresindekileri de üye olmaya ikna ediyor. Bir süre sonra sosyal ilişkiler, iş ilişkileri bu tür ağlara üye olmayı neredeyse zorunlu hale getiriyor.

Nielsen tarafından yayınlanan rakamlara göre sosyal ağ kullanımı geçen yıl yüzde 82 arttı. Facebook'u örnek gösterdik ancak Twitter gibi örnekler de yükselişte. Dahası YouTube gibi medya paylaşım platformları da insanlar arasında iletişim aracına dönüşmüş durumda.

Bundan 10 yıl sonra bütün sosyal ilişki ağımız internet üzerinden iletişime dayanacak. İnsanların oturduğu sokak, çalıştığı iş yeri veya takıldıkları kafelerden çok, girdiği internet siteleri çevresini şekillendirebilecek.

Firefox sonunda Google'ı şutladı!

Google iPhone'daki yerini kaybediyor ama her şey bu kadarla bitecek gibi değil. Popüler Linux dağıtımlarından biri olan Ubuntu uzun zamandır işletim sisteminin var sayılan arama motoru olarak Google'ı tercih ediyordu. Fakat bu durum değişmek üzere, çünkü Ubuntu'nun arkasındaki firma Canonical, Yahoo ile özel bir reklam gelir paylaşımı anlaşması imzaladı. Bu durumda artık Ubuntu'nun var sayılan arama motoru Yahoo olacak. Yahoo ve Microsoft arasındaki özel anlaşma nedeniyle bu durum Ubuntu'ya Microsoft'un ödeme yapacağı anlamına geliyor...

Ubuntu ile birlikte gelen Firefox tarayıcısının sağ üstte yer alan arama motoru kutusu, Nisan ayında çıkması beklenen 10.4 sürümünde artık Yahoo'yu gösterecek. Tarayıcının açılış sayfası da Yahoo'nun arama sayfası olarak ayarlanacak. Ama tabii ki kullanıcılar diledikleri arama motorunu Firefox'un varsayılan arama motoru haline getirmekte özgür olacaklar. Ubuntu'nun yeni sürümünde varsayılan arama motoru Yahoo dışında Google da seçenekler arasında görünecek ama Bing yer almayacak.

İnternetin kralı ve diğerleri

Cep telefonları rekabete yeni bir boyut getirdi
Son 4-5 sene içerisinde internetle tanışanlar arama motoru kavramını Google'ın icat ettiğini düşünebilir. Durum böyle olmasa da Google gerçekten son yıllarda bu konuda kendini kanıtlayıp herkesin güvendiği ve tercih ettiği bir firma olmayı başardı.

Cep telefonlarının gösterdiği inanılmaz gelişimle birlikte işin mobil boyutu da yavaş yavaş ön plana çıkıyor. Google'ın 750 milyon dolar harcayarak AdMob firmasını, Apple'ın da 131 milyon dolar vererek Quattro adlı reklam firmasını satın alması rekabetin bu cephede de devam edeceğinin göstergesi.

Web aramalarında ise Google hala rakipsiz. Aralık 2009'da yapılan 131 milyon aramanın 88 milyonu Google ile yapılmış. Asıl önemli olan ise pazar payının akıl almaz bir artış göstermesi. Google aramalarının sayısı geçtiğimiz seneye göre %56 artış gösterirken Yahoo %13, Baidu ise %7 artış gösterdi. Bu yapılan toplam aramalarda%70'lik bir artış demek. Başka bir deyişle cephe iyice genişlemiş durumda...
Ve Google'ın en büyük rakibi belli oldu...
Google'ın Çin ile yaşadığı anlaşmazlık ise firmaya büyük bir darbe vurabilir. Google, Çin'e erişimi engellerse ya da sansürlemeyi tercih edip Çin tarafından engellenirse bu milyonlarca aramanın dolayısı ile milyonlarca doların kaybı demek olabilir.

Google, smartphone piyasasının en önemli ürünü olan iPhone'u da kaptırma tehlikesiyle karşı karşıya. Microsoft ve Bing henüz anlaşmaya varmasa da Bing'in iPhonelar için varsayılan arama motoru olma ihtimali gittikçe kuvvetleniyor.

Bing her ne kadar Google'la rekabete çalışsa da rakamlar Google'ın çok da zorlanmadığını gösteriyor. Pazar payının 2008'e göre %70 artmış olmasına rağmen Bing ile arama yapanların oranı hala %4'ün altında. Yine de arkasında Microsoft gibi bir devin olduğunu düşünürsek Bing Google için uzun vadede bir tehlike yaratabilir

27 Ocak 2010 Çarşamba

IE kullanana Google şoku!

Google Toolbar sizi takip ediyor!
Google Toolbar'daki bir program hatası yüzünden kullanıcıların gizliği tehlikeye düşüyor.

Harvard Business School'da asistan profesör olan Ben Edelman, Google Toolbar 6.3 ve üstü sürümlerde, belirli koşullarda kullanıcıların internet sörf alışkanlıklarının Google tarafından takip edildiğini ortaya çıkarttı.

Google Toolbar'ın kendi ürün gizlilik politikasına aykırı olan bu durum, bir program hatası. Sadece kısıtlı bir kesim kullanıcıyı etkilediği açıklanan bu hata, toolbar kapatılsa bile kullanıcıları takip etmeye devam ediyor.

Sadece Internet Explorer 8 kullananların başına gelen bu durumun gerçekleşmesi, Toolbar'ın "Enhanced features" yani gelişmiş özellikler unsurunun etkinleştirilmesine bağlı. Bu etkinleştirildiyse Toolbar kapatılsa bile takibe ve Google'a bilgi aktarmaya devam ediyor.
Google'ın açıklaması
Google bu program hatasının varlığını doğrulayarak, sadece küçük bir kesim kullanıcının etkilendiğini duyurdu.

PageRank özelliğini etkinleştiren kullanıcılar, sayfaların Google Rank'ını yani önem derecesini görebiliyorlar. Sidewiki özelliğini etkinleştirenler ise tarayıcıdaki kenar çubuğundan internet sayfaları üzerine yorum ve tartışma yapabiliyor. Ancak her iki özellik de "Enhanced Features" altında yer alıyor ve etkinleştirilmeleri program hatasını tetikliyor. Kapatılmaları ise bu sorunu düzeltmiyor.

Google Toolbar, HTTP Packet Sniffer kullanarak tarayıcı geçmişinden parçaları Google'a yolluyor.Bu sorunu düzelten bir yama ise otomatik güncelleme ile geliyor.

Chrome'daki gibi Firefox'ta da gizli sörf!

Google'ın tarayıcısı Chrome'un en beğenilen özelliklerinden biri de bilgisayarınızda hiçbir bilgi tutulmadan dilediğiniz siteyi rahatlıkla sörf yapmanıza olanak veren özelliği. Chrome, bu işlemi kolaylaştırmak için sadece bir tıkla gizli sörf yapacağınız pencereyi açmanıza olanak veriyor. Gizli sörf'ü Firefox'ta da yapmak mümkün ama işlem biraz daha zorlaştırılmış durumda. Örneğin gizli sörf moduna geçmek için o anki Firefox oturumunu kapatmanız şart. Neyse ki bir eklenti kullanarak Firefox'ta da işleri kolaylaştırabilirsiniz.

Private Browsing Window 0.2 adlı Firefox eklentisini kurduğunuzda var olan Firefox pencerenizin yanında yeni bir pencere daha açılıyor ve bu yeni pencerede gizli sörf imkanı etkinleştirilmiş oluyor. Ne yazık ki bu yeni Firefox penceresi ayrı bir profil olarak çalıştırıldığı için var olan favori sitelerinizi göremeyeceksiniz ama en azından Firefox'u tamamen kapatıp yeniden başlatmak zorunda da kalmayacaksınız.

Araba hırsızının garip GTA tutkusu...

Oyun severlerin çok yakından tanıdığı Grand Theft Auto adlı oyun, araba çalmak mantığı üzerine kurulu bir oyun. Michael Ray Ekes ise araba hırsızlığını gerçek hayatta kendine meslek edinmiş bir hırsız. Fakat GTA ve Ekes'i bu haberde bir araya getiren ufak bir detay daha var. O da Ekes'in son suçundan sonra yakalandığı evinde, polislerin onu Grand Theft Auto oynarken bulmuş olmaları!

Ekes'in yakalanmasına sebep olan olay ise son çaldığı kamyoneti saklamak konusunda yeterince akıllıca davranmamış ve tam da evinin önüne park etmiş olması. Polisler çalındığı ihbar edilen aracı gördüklerinde ufak bir soruşturmanın ardından Ekes'in kapısına dayandılar ve karşılarında suçluyu GTA oynarken buldular. İş ve eğlenceyi birbirine karıştırmak dedikleri bu olsa gerek...

OpenOffice'ten kötü bir haber...

OpenOffice 3.2'nin çıkış tarihi yüksek bir ihtimalle ötelenecek. Geliştiriciler dördüncü bir RC sürüm yayımlamayı planlıyor. Dolaysıyla Ocak 2010'daki çıkış tarihi sözü tutulamayacak.

Sebep olarak sunum programı "Impress"de ortaya çıkan bir program hatası gösteriliyor. Bu hata tüm Office paketinin çökmesine neden olabiliyor ve final sürüme kadar ortadan kaldırılmalı

Bu sebeple geliştirme sürecinde yeni bir RC sürüme daha ihtiyaç duyuluyor. Bu sürümün ne zaman çıkacağı henüz belli değil. Eski test sürümlerine giden linkler indirme sayfasında kaldırıldı. Sayfada kullanıcılara yeni bir test sürümünün çıkacağın dair bildirim yapılıyor.

Geliştiricilere göre 3.2 nolu sürüm seleflerine nazaran birçok yeniliği beraberinde getirecek. Yeni sürümde grafiksel canlandırmalar, tablolar ve dokümanlar daha rahat uyarlanabilecek ve daha fazla değiştirme imkânı sunulacak

Bu telefonda küfretmek yok!

Cebiniz sizi sansürlerse...
Google'ın kendinden çokça söz ettirmeyi başaran cep telefonu Nexus One pek çok özelliği ile dikkat çekiyor. Bu özelliklerin arasında bir tanesi ise oldukça ilginç. Telefonun sesi metne çevirme özelliği zaten biliniyor. Fakat bunu yaparken sözcükleri de tanıyıp, gerektiğinde otomatik sansür uyguladığını da biliyor muydunuz?

Gerçekten de İngilizce sözcükleri tanıyabilen telefon, arada geçen kaba kelimeleri veya küfürleri de ayırt edebiliyor ve metne çevirirken bu kelimeleri olduğu gibi yazmak yerine # işaretlerinden oluşan bir blok halinde ekrana yansıtıyor.

Fakat bu Google'ın bu tarz kaba kelimelerin kullanımını azaltmak için uyguladığı bir yöntem değil. Google yetkilileri sesin metne dönüştürülmesi işleminin henüz mükemmel olmadığını kabul ediyorlar ve olası bir yanlış anlaşılma sonucunda yazılacak bir kaba kelimenin sorumluluğunu almak istemiyorlar. Bu durumda aslında tamamen masum bir şey söylemiş olan bir kimsenin, Google bu servisinin yapabileceği ufak bir hata yüzünden başı ağrımamış olacak.

Sony Ericsson tarz değiştirdi: Faith

Sony Ericsson, Windows tabanlı cep telefonlarının sayısını arttıracak. En azından Dailyiphoneblog.com cep telefonu web günlüğünün yayımladığı resimler ve bilgiler kod adı Faith olan yeni bir cep telefonuna işaret ediyor.

Blackberry tarzında
Henüz doğrulanmamış iş telefonu yeni Windows platformu Mobile 6.5 ve Sony Ericsson'un panel yapısı ile beraber çalışacak. İnternet kaynağına göre cihaz dokunmatik ekran (2,4 inç), yönetim tuşları ve ön tarafta bulunan QWERTY klavye ile beraber gelecek.

İnternet gezintileri için WLAN ve HSDPA sunuluyor; GPS modülü, 3,2 Megapiksel kamera ve microSD ile genişletilebilir bellek diğer donanmlar arasında yer alıyor. Bunu dışında kullanım kılavuzu direkt Faith'in içine gömülecek, ambalajı sadeleştirilecek ve böylece firmanın "GreenHeart" stratejisine uyulmuş olacak. Windows cebin fiyatı ve bulunabilirliği hakkında henüz bir bilgi yok.

Bilgi için: Sony Ericsson

Minik Windows'un büyük sürprizi!

Windows Mobile 7'de ilginç gelişmeler
Microsoft'un merakla beklenen cep telefonu işletim sistemi Windows Mobile 7 ile ilgili ilginç detaylar ortaya çıktı.

Henüz Microsoft tarafından doğrulanmayan ancak birden çok kaynakta ortaya çıkan bilgilere göre Windows Mobile 7, üreticilerin eline Eylül ayında geçecek. Windows Mobile 7 kullanan cep telefonları 2010'un sonunda ya da 2011'in başında piyasada olacak.

Gelecek ayın Mobile World Congress etkinliğinde 7 sürümünün yerine 6.6'nın çıkacağı söyleniyor. Microsoft'un Samsung, HTC, LG, Toshiba, Asus ve Acer ile anlaştığı da aktarılanlar arasında.

Ancak bunlardan daha şaşırtıcı olanı, Windows Mobile 7'nin iki sürümü olacağı iddiaları. Bu iddialara göre Windows Mobile 7'nin Business Edition'u önce çıkacak ve bunu Media Edition izleyecek. Yani küçük Windows da ağabeyi gibi sürümlere bölünmeye başlamış olacak...
Business ve Media Edition, farkları neler?İddialara göre Windows 7 Mobile Business Edition önce çıkacak ve gelişmiş medya özelliklerini barındırmayacak.

Bu sürüm Office merkezli bir sürüm olarak pek çok gelişmiş özelliği beraberinde getirecek. Online birlikte çalışma imkanı gibi Google Docs'a rakip özelliklerin yanında bu sürümde fotoğraf çekip üzerinde çalışılan belgeye eklemek mümkün olacak. Medya özellikleri temel olacak ve esas zengin medya özellikleri ikinci ve daha kapsamlı sürüme bırakılacak.

Media Edition Windows Mobile 7'de ile HD video, Xbox Live bağlantısı, streaming TV ve daha pek çok özelliğin yer alacağı aktarılıyor.

Yine ilginç bir ayrıntı olarak, Microsoft'un Windows Mobile adını bırakıp bu işletim sistemine sadece Seven diyebileceği, Windows 7 masaüstü işletim sistemiyle, Windows 7 Mobile'ı tek bir marka altında toplayabileceği belirtiliyor.

Bilgi için: Microsoft

Samsung'dan 3 ekonomik cep: Shark serisi...

Öyle görünüyor ki Samsung giriş seviyesi segmenti için yeni cep telefonları çıkarmayı hedefliyor. ABD'li cep telefonu sitesi mobileburn.com'un bildirdiğine göre Shark serisine ait üç yeni model piyasaya çıkmak üzere. Giriş seviyesi, ekonomik olmasıyla biliniyor.

Samsung S5350 Shark
Bar tipi cep telefonu S5350, 115 x 47 x 12 mm ebatlarında. 3,2 Megapiksel kamera, FM radyo, Bluetooth 2.1 ve 100 MB dâhili bellek sunuyor. Bellek miktarı microSD kartlarla genişletilebiliyor.

Samsung S5550 Shark 2
Samsung S5550 Shark 2, S5350'den farklı olarak kaydırılabilir klavye ile beraber geliyor e 5 Megapiksel kameraya sahip. Cihazın ekranı AMOLED tipinde ve 2,2 inç büyüklüğünde. Diğer bilgiler: Bluetooth 2.1, genişletilebilir bellek (microSD).

Samsung S3550 Shark 3
Bu cep de kızaklı yapıda ve 2 Megapiksel kameranın yanında Bluetooth 2.1 ve genişletilebilir bellek sunuyor. Cihazın arka yüzeyi aynı S5550 Shark gibi yüksek kaliteli metal kaplamayla donatılmış.

Samsung, CHIP Online ile yaptığı görüşmede Shark serisinin çıkışını doğruladı; fakat özellikler ve fiyat hakkında bir açıklamada bulunmadı.

Bilgi için: Samsung

Dikkatsiz Microsoft'un ilginç hatası...

Microsoft, yazılım geliştiricilerin mobil işletim sistemi Windows Mobile 6.5 için kendi uygulamalarını hazırlamalarını kolaylaştıracak Software Developper's Kit (SDK) üzerinde çalışmaya devam ediyor. En azından son olarak bize ulaşan bilgiler bu yöndeydi. Fakat geçtiğimiz gün ilginç bir olay yaşandı ve Microsoft sessiz sedasız Windows Mobile 6.5 SDK'sını sitesinde yayınladı.

Yayında olduğu sürece birkaç geliştirici SDK'yı indirme şansı buldu. SDK'da bu paketin Windows Mobile 6.5.3 sürümü için geliştirildiği yazılıydı ama kullanımında bazı sorunlar göze çarpıyordu. Kısa süre sonra Microsoft SDK'yı siteden kaldırınca durum ortaya çıktı. Meğer SDK yanlışlıkla yayınlanmıştı ve yayınlanan paketin son testleri tamamlanmamış haliydi. Microsoft konuyla ilgili bir özür mesajı yayınladı ve son haline getirilecek olan SDK'nın önümüzdeki ay için indirilmeye hazır olacağını belirtti.

Donanım devi farklı sularda!

PC donanım devi farklı sularda!
Akıllı telefon üreticisi Gigabyte kısa bir süre içinde GSmart ismini taşıyan Android tabanlı bir cep telefonu piyasaya sürecek.

Şimdiye kadar isimsiz olarak internette dolaşan Google akıllı telefonunun ilk resimleri ortaya çıktı. Unwiredview.com'a göre GSmart Phone 2,8 inç ekran, WLAN, GPS, 2 Megapiksel kamera, 528 MHz işlemci ve microSD kartlarla genişletilebilir bellek ile beraber gelecek. Cep telefonu altı mekanik tuş ve iztopu üzerinden yönetiliyor.

Dedikodulara göre Android cep telefonu GSmart ilk önce Rusya'da 200 Euro'ya satışa sunulacak. Olası pazar başlangıcı olarak şubat ve mart ayından bahsediliyor.

En iyi 20 güvenlik yazılımı!

Virüslere, casus yazılımlara ve Truva atlarına karşı kendinizi koruyun!

Sizler için en iyi güvenlik yazılımlarından 20 tanesini bir araya getirdik. Farklı tehlikelere karşı çok açılı koruma sağlamak için bu yazılımlardan birkaç tanesini bir arada kullanabilirsiniz.

Elbette birden fazla anti-virüs kurmak yerine farklı işler yapan yazılımlar, örneğin bir anti-virüs, bir de anti-casus yazılım kurmak gerekiyor. Zararlıları baştan engellemek ya da sisteminize sızan zararlı yazılımları, internete veri aktarmaya çalışırken yakalamak için bir de firewall kullanmak şart.

Bu yazılımlar ile internette dokunulmaz olmuyorsunuz ama tehlikelerin büyük bölümünü savuşturmak elinizde. Daha sonra zararlı temizlemekle uğraşmaktansa, tedbirinizi en baştan alın. Sisteminize yeni işletim sistemi kurar kurmaz ilk işiniz güvenlik yazılımlarını kurmak olsun.

Elbette kurmakla işin bitmediğini, bu yazılımları düzenli olarak güncellemeniz gerektiğini de hatırlatalım. Güncellenen yazılımların kendisinden çok virüsleri tanımlamakta kullanılan bilgiler oluyor.
TrueCrypt
Malwarebytes' Anti-Malware
PANDA Cloud Antivirüs
WinSCP
Recuva
PC İnspector File Recovery
Secunia Personal Software Inspector
McAfee Avert Stinger
a-squared Free
MozBackup
Hijackthis
Comodo Internet Security
Xp AntiSpy
Ad-Aware
SpyBot-Search&Destroy
Zone Alarm
Avast 4 Home
AVG Anti-Virus
Avira AntiVir Personal
Microsoft Security Essentials

Sudan ucuz bir N900; ama Nokia değil!

Nokia N900'ü de kopyaladılar!
Bu ilk Nokia N900 kopyası değil ama gerçek bir N900'e en çok benzeyenlerden birisi olmayı başarıyor.

Nokia'nın yeni amiral gemisi N900, Linux kullanıyor ve cep telefonundan ziyade bir cep bilgisayarı özelliklerine sahip. Geliştirilen yazılımlar ile birlikte çok güçlü bir seçenek olacak.

Kopyaya geri dönersek, tasarımıyla, portların yeriyle ve N900 tarzında QWERTY klavye dizilimiyle neredeyse birebir bir kopya yapılmış. Ama aldığınız aslında sadece bir N900 kasası oluyor...
Bakın bu telefonda neler neler yok!
Olmayan özellikleri arasında ise Maemo 5, ARM Cortex A8 işlemci, 32GB dahili bellek, WiFi, 3G, Carl Zeiss lens var; yani yok.

Özetle Nokia N900'ü, Nokia N900 yapan özellikler bu cep telefonunda yok. İşlemcisiyle, işletim sistemiyle ve kablosuz bağlantı özellikleriyle kasa ile alakasız bir cep telefonu satılıyor.

Çinli kopyalarda artık adet haline geldiği üzere çift SIM kart desteği var. Yani iki farklı hat kullanabiliyorsunuz. Ama bu tek başına bu kopyayı kurtarmaya yetmiyor.

Aslında bu cep telefonu bir S60. 3.2 inç ekranında 240x320 piksel çözünürlüğü var ve 120 dolara satılıyor.

Firefox öyle bir rest çekti ki...

Firefox YouTube'u desteklemeyecek
Internet Explorer'dan sonra dünyanın en popüler 2. internet tarayıcısı Firefox'un geliştiricileri, YouTube'un seçtiği codec'i desteklemeyeceklerini açıkladılar.

Geçtiğimiz günlerde Flash yerine HTML5 video oynatıcı denemelerine başlayan YouTube, H.264 video codec'i seçti. Mozilla ise HTML5'i desteklemelerine karşın, H.264'ü Firefox'a eklemeye niyetleri olmadığını çok kesin ve net bir dille ifade etti.

H.264 yüksek kalitede görüntüyü verimli boyutlarda sunabilen, gelişmiş ve popüler bir codec. Tek sorunu ise lisanslı olması, yani Firefox'a bu codec'i eklemek demek, Mozilla için büyük masraf demek.

Mozilla'nın açıklamasına göre H.264 internette standart hale gelirse, lisans ücretleri bir bariyer oluşturacak. Bu standarda uygun tarayıcı yapmak isteyen yeni geliştiriciler, ücreti karşılayamadıkları için uygun bir tarayıcı yapamayacak, piyasaya giremeyecek. Bu internet geliştiricileri ve video içerik üreticileri için bir engel oluşturacak.
İşte H.264'ün bir yıllık ücreti!
Mozilla kendi lisans ücretini ödese de, kendisiyle yakın çalışmalar yürüten pek çok girişime ağır bir maliyet yükleneceğini belirtti.

Mozilla'nın H.264'ü sayısız iş ortağının özgürce kullanabileceği bir şekilde lisanslamasına da imkan yok. Yani Mozilla senede 5 milyon dolar ödemeye razı olsa da, özellikle Linux geliştiricileri, Wikimedia ve Participatory Culture Foundation gibi kurumlar açıkta kalıyor.

Bugün başarılan işlerin, HTML, CSS, JavaScript için lisans ücreti olsaydı başarılamayacağını belirten Mozilla, H.264 yerine ücretsiz Ogg Theora kullanılmasını istiyor. Mozilla, Apple, Microsoft ve Google kendi aralarında anlaşamadığı içinde HTML5 standardının, standart codec'i henüz belli değil.

Apple Ogg theora'nın donanım desteğini beğenmiyor ve patentinin şüpheli olduğunu söylüyor, H.264'ü şart koşuyor. Google iki tarafa da oynuyor ve Ogg'un YouTube gibi bir site için yeterince yüksek performansa sahip olmadığını söylüyor. Microsoft ise tartışmaya pek karışmıyor, daha IE'ye HTML5 desteği koymadığı için geriden geliyor.
Google ne yapacak?
Google'ın deneysel HTML5 video oynatıcısının H.264 kullanılması, Google ve Apple'ın el ele H.264'ü yaygınlaştırabileceğini ortaya koyuyor.

Video kalitesi yüksek olacaktır ama internette alnının teriyle bir şeyler geliştirmek isteyenler de ağır bir darbe alacaktır. İnternette belirli işler uzun vadede bu tür kararlar ise sadece dev şirketlerin tekeline girebilir. İşte bu yüzden Mozilla'nın sözlerine kulak verilmesi gerekiyor.

Ancak Ogg Theora da kimseyi tatmin etmiyor, Mozilla'nın kazanması için daha iyi bir alternatife ihtiyacı var. İşte burada Google'ın On2 Technologies'i satın alma çabaları devreye giriyor. Eğer Google bu firmayı satın alırsa On2'nun codec'leri için açık kaynak, lisans ücretsiz seçenekler sunabilecek.

On2'nun VP3 codec'i Ogg Theora'nın temelini oluşturuyor ve üçüncü bir alternatif sunuyor.

22 Ocak 2010 Cuma

Klavyenizdeki tuşları dilediğiniz gibi ayarlayın

Masaüstü bilgisayarlar döneminde klavyeler mümkün olduğu kadar büyük ve her tuşa rahatlıkla erişebildiğiniz şekilde hazırlanırdı. Diz üstü bilgisayarlarla birlikte daha kısıtlı bir alan kullanıldığı için klavye yerleşimi değiştirilmek zorunda kaldı.

Netbook'lar ise çok daha dar bir alandaki klavye üzerinde daha da radikal değişikliklere yol açtı. Ama eğer klavyenizdeki tuş diziliminden memnun değilseniz, bu klavye ile yaşamak kaderiniz değil. Bu basit ve ücretsiz üç ayrı yazılımdan biri ile klavyenize uymaya çalışmak yerine, onu kendinize uydurabilirsiniz.

Bunun için size tanıtacağımız ilk program MapKeyboard sadece 28 KB'lık bir yazılım fakat bilgisayarınızda Microsoft .NET Framework 2.0'ın kurulu olmasına ihtiyaç duyuyor. Şu adresten indirebileceğiniz MapKeyboard tüm tuşları dilediğiniz gibi ayarlamanın yanı sıra farenin tuşlarını da klavyeye eklemenizi sağlıyor. MapKeyboard; Windows XP/2003/2000/Vista işletim sistemleri ile uyumlu.
Sharpkeys ve KeyTweak
İkinci programımız Sharpkeys standart 104 tuşlu bir klavyenin tüm tuşlarını dilediğiniz gibi değiştirmek için kullanılabilecek bir yazılım. Programı çalıştırdıktan sonra hangi tuşların değerlerini değiştirmek istediğinizi belirlemeniz gerekiyor. Bu işlemi tamamladıktan sonra program bu değerleri Windows'un kayıt defterine yazıyor ve bir daha Sharpkeys'i çalıştırmanıza gerek kalmıyor. Eğer her şeyi eskiye döndürmek veya başka değişiklikler yapmak isterseniz, programını tekrar çalıştırarak dilediğiniz değişiklikleri yapabilirsiniz. Windows XP/2003/2000/Vista/7 ile uyumlu çalışan programı şu adresten indirebilirsiniz.

Bu konuda size yardımcı olabilecek üçüncü program ise KeyTweak. 208KB'lık bu program MapKeyboard gibi size görsel olarak yardımcı olmak amacıyla tüm klavyeyi gösteriyor. Üstelik sizin klavyenizi tarayarak var olan tüm tuşlarınızı görebilmenizi ve değiştirebilmenizi sağlıyor. Bu sayede örneğin klavyenizde internet erişimi için özel tuşlar varsa bunlar da değiştirebilir hale geliyorlar. Yanında programın kullanımı için bilgiler içeren bir de PDF dosyası bulunan program Windows NT4.0/2000/XP/2003/Vista/7 işletim sistemlerini destekliyor. KeyTweak'i bu adresten indirebilirsiniz.

T3Desk 2010: Windows 7'ye yeni bir soluk!

T3Desk, Windows 7'nin Aero Peek fonksiyonunu destekleyen ve uygulama pencerelerinizi üç boyutlu olarak düzenleyen başarılı bir pencere yöneticisi. Pencere yöneticisi farklı tuş kombinasyonlarını destekliyor. Örneğin tüm açık pencereler [CTRL] + [Shift] + [<] kombinasyonu ile minimize edilebiliyor.

Daha açıklayıcı bir görünüm için pencere başlığı minimize edilmiş pencerenin yanında gösterilebiliyor. Ayrıca T3Desk ile minimize ettikten sonra program ikonları görev çubuğundan kayboluyor. Farenizi T3Desk ikonunun üzerine getirdiğiniz anda tüm pencereler görev çubuğu ön izlemeleri şeklinde gösteriliyor.

Download: T3Desk 2010

ICQ 7 hazır; İndirin, deneyin!

Anında mesajlaşma yazılımı ICQ'nun yeni 7. sürümü şu andan itibaren temin edilebiliyor. Yazılım arkadaş ve tanıdıklarınızla farklı yöntemlerle iletişim kurmanızı sağlıyor.

Yeni sürüm saf Messenger özelliklerinin yanında Facebook, Twitter, YouTube veya Flickr gibi sosyal ağlara da erişim sağlıyor.

Bu yenilik sayesinde ICQ durumunuzu Facebook veya Twitter sitesinde yayımlayabilir yahut hızlıca resim ve link değiş tokuşu yapabilirsiniz. Benzer şekilde arkadaşlarınızın durumlarını da "Feeds from Friends" sekmesinden görebilirsiniz. Yeni mesajlara direkt ICQ üzerinden yorum yapılabiliyor.

Yine yeni eklenen fotoğraf paylaşımı özelliği ile fotoğraflarınızı gerçek zamanlı biçimde ICQ üzerinden paylaşabilirsiniz. Flash arabirimi hızlıca fotoğraflara göz atmanızı sağlıyor.

Download: ICQ 7 Final

Firefox 3.6 Final'ı ilk deneyenlerden olun

Mozilla, web tarayıcısının yeni sürümünü indirmeye sundu. Firefox 3.6 kullanıcıları özellikle arttırılmış performans ve daha fazla güvenlikten faydalanabilecek.

Mozilla, yeni Firefox 3.6'da özellikle tarayıcının hızı üzerine odaklandı: Tarayıcının, selef sürümüne göre saf yüzde 20 daha fazla performans sunması bekleniyor. Buna ek olarak tarayıcının açılış süresinde ve tepki süresinde de iyileştirmeler yapıldı.

Yeni fonksiyonlar arasında tümleşik Personas desteği, HTML5 tam ekran video desteği ve yan uygulama güncelleme mekanizması var. Son bahsedilen özellik web tarayıcıyı her güncellediğinizde Flash, Java ve Quicktime gibi yan uygulamaların eski sürümlerine karşı sizi uyarıyor ve güncelleme bağlantıları öneriyor. Personas desteği sayesinde tarayıcınızın dış görünüşünü tek tıkla değiştirebiliyorsunuz.

Ücretsiz anti-virüs yenilendi

ALWIL Software firması anti-virüs yazılımı "avast Free Antivirus"un 5. sürümünü yayımladı. En önemli yenilikler arasında yeniden elden geçirilmiş ve artık daha basit olan kullanıcı arabirimi var. Böylece araç, acemiler için biçilmiş kaftan niteliğinde oluyor. Ayrıca geliştiriciler tarama motorunu iyileştirdi. Avast Free Antivirus artık hız konusunda rakiplerinin arkasına saklanmak zorunda değil.

Avast Free Antivirus uzun bir süredir en iyi ücretsiz virüs tarayıcılar arasında yer alıyor. Yazılımın spyware ve adware tanıma oranları örnek teşkil edecek nitelikte. Lakin avast sadece dosya erişimlerini taramakla kalmıyor, aynı zamanda e-posta denetlemesi, paylaşım programları için koruma, Messenger tarayıcısı ve bilgilendirme hizmeti sunuyor. Bu fonksiyonlardan her biri ayrıca kendi içinde detaylı bir şekilde kişiselleştirilebiliyor.

Önceden de olduğu gibi programı 30 günlük test süresinin ötesinde, sınırsız olarak kullanmak için üreticinin web sitesine girip sisteme kaydolmanız gerekiyor.

Daha yetenekli bir USB bellek

USB Bellek için 3 yararlı yazılım
USB bellekler günümüzde herkesin cebinde taşıdığı araçlar haline geldi. Neredeyse anahtarlık gibi cepten ayrılmayan bu bellekler sadece veri depolamak için değil. Bu bellekleri pek çok amaç için kullanmak mümkün.

Ama asıl önemli olan, bu küçük depolama canavarlarının güvenliğini sağlamak. İşte bu konuda isze yardımcı olacak; USB belleğğinizden ayırmamanız gereken 3 müthiş araç:

USB Safeguard
Bu yazılım ile hassas verilerinizi meraklı gözlerden koruyabilirsiniz. Çok gelişmiş USB bellek şifreleme araçları olmasına karşın, USB Safeguard herkesin kullanabileceği kadar kolay ama güçlü bir araç.

AES 256 kullanarak verilerinizi şifreleyen USB Safeguardı kullanmak için tek yapmanız gereken .exe dosyasını USB belleğin içine atmak. Ardından bir şifre atamanız gerekiyor. Şifrenizi unutmaktan korkuyorsanız bu şifreyi bir dosyada saklama seçeneği de sunuluyor. Çünkü aksi takdirde şifreyi unutursanız verilerinize erişmeniz mümkün değil.

Seçili klasörleri şifrelemeyi seçebileceğiniz gibi bütün USB belleği de şifreleyebilirsiniz. Şifreleme bittikten sonra orijinal ve şifrelenmemiş dosyaları tutmak isteyip istemediğiniz soruluyor. Burada shred seçeneğini seçerek bu belgeleri ortadan kaldırabilirsiniz. Belgeler sadece şifreli olarak USB bellekte depolanmış olur.
USB Agent
Adı casus bir yazılım gibi dursa da bu güvenli küçük yazılım, USB belleği bir bilgisayara taktığınızda uygulamaları otomatik olarak başlatmanızı sağlayan yararlı bir uygulamadır. Ancak adı bu yazılımın adına benzeyen bir virüs bulunduğunu da hatırlatıp uyaralım.

USB Agent'ın yararlı olduğu durumlardan bir tanesi ofis belgelerini depoladığınız bir belleği, takar takmaz Microsoft Office'i açılacak şekilde ayarlayabilmeniz. İnternet tarayıcıyı ayarlayabilir, ya da toplu işlem yeteneği ile istediğiniz bütün uygulamaları çalıştırabilirsiniz. Farklı bir bilgisayara geçtiğinizde ihtiyacınız olan her şeyi hızla çalıştırabilirsiniz. Taşınabilir uygulamalar ile birleştiğinde zaman kazandıran, daha da kullanışlı hale gelen bir uygulama.

Kullanmak için bazı ayarlar yapmanız gerekiyor. Usbagent.inf dosyası oluşturmak için bir metin belgesi oluşturup aşağıda yazılanları girin ve sonra dosya uzantısını .inf olarak değiştirin.

[usb agent]
ON = (uygulamanın adresi)
OFF = (uygulamanın adresi)

ON'da yazdığınız uygulama adresi, USB'yi takınca uygulamayı çalıştırmanıza, OFF ise çıkarttığınızda çalışacak uygulamaya bağlantı verecek.
USB Dumper
USB Dumper ile USB belleğinizi bilgisayarınıza her taktığınızda içindeki dosyaların yedeklenmesini sağlayabilirsiniz.

Bütün dosyalar önceden belirlediğiniz bir klasöre kopyalanır. Bu klasör altında ise yedeklediğiniz tarihi isim olarak kullanan yeni bir klasör otomatik olarak oluşturulur. Böylece hangi tarihte, hangi yedeği aldığınızı kolayca görebilirsiniz.

Ancak dikkat etmeniz gereken bir konu var. Bu yazılım kötü amaçlı olarak da kullanılıyor. Bazı kullanıcılar bilgisayarlarına bu yazılımı kurarak, USB bellek takıldığında içinde ne var ne yok otomatik olarak kopyalayarak casusluk yapabiliyor. İşte bu yüzden USB Dumper'ı gören Antivirüs uygulaması alarm verecektir.

Ancak ev ve iş arasında dosyaları her iki bilgisayarda da yedekli tutarak veri kaybına karşı önlem almak için çok kullanışlı bir yazılım. İyi niyetle kullanın.

Performansı baştan ölçün!

Bilgisayarı almadan önce hem fiyatını, hem testlerde nasıl sonuç alacağını öğrenmek ister misiniz?
Oyuncuların çok işine yarayacak

Kullanıcılara sistem oluşturma işlemi konusunda tahminlerde bulunarak donanım yapılandırma planlarına göre performans ve fiyatlandırma bilgileri sunan GIGABYTE System Builder kullanıcıların hizmetinde!

Dünyanın önde gelen anakart ve ekran kartı üreticilerinden GIGABYTE Technology CO., LTD., Futuremark'ın popüler 3DMark® bilgisayar benchmark puanlama sistemine dayanan, çeşitli GIGABYTE anakart ve VGA ürünleri hakkında satın alma öncesi 3DMark performans bilgileri sağlayacak olan ve kullanıcıların kurmak isteyebilecekleri bilgisayar ve oyun sistemi çeşidini önceden belirlemelerine izin verecek GIGABYTE System Builder'ın hizmete sunulduğunu bildirmekten mutluluk duyar.

GIGABYTE System Builder, kullanıcıların herhangi bir donanım satın almadan önce ideal sistemlerinin maliyetini ve performansını görmesini sağlayan, kolay kullanımlı online bir araçtır. Kullanıcılar, işlemci, anakart ve ekran kartları başta olmak üzere en temel sistem bileşenlerini kolay kullanımlı menüden seçtiğinde, GIGABYTE System Builder otomatik olarak toplam Üretici Tarafından Tavsiye Edilen Satış Fiyatını ve sistemin 3DMark performansını hesaplar. GIGABYTE System Builder, kullanıcıların önerilen donanımın hangi oyunlarda en iyi şekilde çalışacağını görmesini sağlayan Futuremark'ın Game-o-meter teknolojisi tarafından desteklenen bilgisayar oyun yazılımı oynanabilirliği bilgisi de sağlamaktadır.
Kendinize bir sistem inşa edin!
Futuremark testleri vazgeçilmezler arasındaGIGABYTE Technology Co. Ltd. Pazarlama Müdür Yardımcısı Tim Handley, "Anakart ve VGA tasarımında pazar lideri olarak GIGABYTE'ın en üst seviye performansa sahip donanımı kurmak isteyen üst seviye bilgisayar oyuncularından, paralarının karşılığını en iyi şekilde almak isteyen genel bilgisayar meraklılarına kadar birçok farklı çeşitte kullanıcıya hitap eden geniş bir ürün yelpazesi bulunmaktadır. Bu nedenle, kullanıcıların yeni kurulacak olan sistemlerinden ne gibi bir performans beklemeleri gerektiklerini tam olarak bilmelerini kolaylaştıran GIGABYTE System Builder uygulamasının geliştirilmesinde Futuremark ile ortaklık yapmaktan heyecan duymaktayız:" dedi.

Futuremark Başkan Yardımcısı Jukka Mäkinen, "Birçok bilgisayar alıcısının ne kadar harcamaları ve ne çeşit bir performans beklemeleri gerektiği konusunda yaşadıkları zorluğu biliyoruz. GIGABYTE System Builder, herhangi bir bütçeye sahip insanların Intel ve GIGABYTE'ın en son ve en ileri donanımlarına dayanan bilgisayar satın alma kararlarını rahat bir şekilde vermelerini sağlayarak, bilgisayar satın alma işlemlerinde artık tahmine dayalı performans olasılığını ortadan kaldırıyor." dedi.

GIGABYTE System Builder: ervice.futuremark.com/systembuilder/gigabyte
Game-o-meter: www.yougamers.com/games

Basın bülteninden derlenmiştir

Bilgi için: Gigabyte
Telefon: (216) 450 48 40

Şimdi Windows 7 zamanı!

Ve Windows 7 nihayet düşmanın kalesine girmeyi de başardı: İşte yeni Windows'un son durağı...Apple, Macintosh bilgisayarlara Windows kurulumu yapılmasını sağlayan Boot Camp yazılımının 3.1 nolu sürümünü duyurdu. Yeni sürüm, Microsoft'un yeni işletim sistemi Windows 7'ye resmi olarak destek veriyor.

Yazılımın 32- ve 64-bit sürümleri ayrı ayrı sunuluyor ve Windows 7'nin Home Premium, Professional ve Ultimate sürümlerinin Intel-Mac'lere kurulmasını sağlıyor. Ayrıca Apple'a göre güncelleme yazılımda bulunan bazı hataları gideriyor ve yeni sürücüler sunuyor.

Örneğin MacBook iztoplarıyla beraber kullanımda ortaya çıkan problemler giderildi. Bunun dışında notebookun dijital ses çıkışındaki kırmızı LED, artık kullanılmadığında yanmıyor. Keza Apple Wireless Keyboard ve Magic Mouse desteği de yenilikler arasında yer alıyor.

Apple'ın daha önce de duyurduğu gibi tüm Intel-Mac'ler Windows 7'yi desteklemeyecek. Bu cihazların hangileri olduğunu destek sitesinden öğrenebilirsiniz.

Download:
Boot Camp 3.1 (Windows 32-bit)
Boot Camp 3.1 (Windows 64-bit)

Bilgi için: Bilkom / Apple
Telefon: (216) 554 90 00

Gmail'de "küçük değişiklik"!

Google sunduğu ücretsiz e-posta hizmetinde reklamları elden geçirdi. Bu değişikliklerin kullanıcılara daha iyi hizmet etmek için sunulduğunu belirtti.

Kullanıcıların daha çok işine yarayacak reklamlar yayınlamayı ama bunu yaparken kullanıcıları rahatsız etmek istemediklerini belirten Google, bu yüzden algoritmalarını da geliştirdiklerini açıkladı.

Google'ın gelirleri reklamlardan oluşuyor. Şirket reklam gelirlerini arttırmak için yoğun çaba sarfediyor. Gmail'da gösterilen reklamlar, e-posta içeriğinin taranmasıyla, içeriğe uygun bir şekilde seçiliyor.

Örneğin sevgilinizi görmek için İzmir'e gidecekseniz, Google'ın teknolojisi bunu okuyup, size İzmir uçak bileti reklamı gösteriyor. Her zaman iyi çalışmasa da deniyor. Ancak her zaman e-posta içeriğine uygun bir reklam bulunmayabiliyor. Gmail'de yapılan en son değişiklik de bu durum için düşünülmüş.
İşte Gmail'de yapılan küçük değişiklik!
Google e-postanızda yazanlarla ilgili uygun bir reklam bulamazsa alakasız bir reklam gösteriyordu.

Bu durumun önüne geçmek ve reklamları tüketiciyle alakalı tutarak tıklanma ihtimalini arttırmak, haliyle gelirlerini yükseltmek isteyen Google, eğer o e-posta'da uygun bir şey bulamazsa bir öncekine bakıyor. Böylece konuyla uygun bir reklam gösterilmesi amaçlanıyor.

Bu tür reklamların gösterimi Google'a daha fazla para kazandırıyor. Google bunun kullanıcının kişisel gizliliğine zarar vermediğini belirtiyor.

Google bu değişiklikle ek bir bilgi toplamıyor, zaten topladığı bilgiler gereken her şey için yeterli geliyor. Google bu işlemin "el değmeden" tamamen otomatik botlar tarafından gerçekleştirildiğini de belirtmeden geçmiyor.

21 Ocak 2010 Perşembe

Süper küçük, ince ve kablosuz klavye!


Bu klavye avucumuzun içine sığabilecek kadar küçük. En büyük özelliği ise kablosuz olması. Fiyatı yaklaşık olarak US$ 47.
Kaynak: http://www.slashgear.com/brando- ... y-keyboard-1726602/

Yepyeni Sony Vaio'lar çıktı

Sony, arkayı dörtledi

Sony'nin yeni Vaio Z serisi 4'lü SSD yapısıyla geliyor.

Sony Avrupa, VAIO Z'yi resmen onayladı. VAIO Z asıl gücünü, birbirine RAID yapısı ile bağlanmış 4 adet SSD (Solid State Drive)'den alacak. Bu, standart bir sabit diske göre 6.2, SSD'ye göre 4 kat yüksek performans anlamına geliyor.
VAIO Z'nin tek silahı dörtlü SSD disk değil. Geforce GT 330M isimli grafik yongası, özellikle 3 boyut performansıyla dikkat çekiyor. Eğer enerji tasarrufu istenirse; GT 330'ın ayarları düzenlenebiliyor ve nispeten düşük performansla uzun pil ömrü elde edilebiliyor.
6 GB bellek, Core i7 2.66 GHz işlemci gibi üst sınıf yetenekleri bulunan Vaio Z'nin, 1900 dolar olarak açıklanan fiyatı da hayli üst sınıf...

128 GB'lık flash kartlar çıktı!

Compact Flash kartlar 128 GB'a çıktı
Silicon Power, 128 GB kapasiteli Compact Flash hafıza kartını tanıttı.

Silicon Power, profesyonel fotoğrafçıların sevinç çığlıkları arasından gelen bir açıklama ile Compact Flash (CF) hafıza kartının kapasitesini 128 GB'a çıkardıklarını açıkladı. Türünün ilk örneği olan kart, aynı zamanda saniyede 90 MB kayıt yapabilecek kadar da hızlı.

4 kanallı konfigürasyonu acarılığıyla x 400 aktarım hızına sahip olan kart, hata düzeltme özelliği ile de hayli uzun bir kullanım ömrü olduğu iddiasında. Kartın piyasaya çıkış tarihi ve fiyatlandırması hakkında bilgi vermeyen şirket, 128 GB haricinde serinin 64, 32, 16 ve 8 GB'lık modellerin de üretimde olduğunu söylemekle yetindi.

Yeni PlayStation 3 kumandasının adı kondu

Yeni PlayStation 3 kumandasının adı kondu
Sony'nin hareket algılayan oyun kumandası Arc, 2010 sonbaharında satışa çıkacak.

İlk olarak E3 2009 fuarında Sony tarafından tanıtılan hareket algılayan oyun kumandasının adı ve doğum tarihi belli oldu. Şirketin "Arc" adını verdiiği ürün, bu yılın sonbaharında satışa çıkacak.

Kuzey Amerika, Avrupa, Japonya ve Asya Pasifik bölgesi için açıklanan bu tarih, Türkiye için de geçerlidir diye tahmin ediyoruz. Optik hareket takibi yapan bir kamera ve ışın kılıcını andıran kumandadan oluşan sistem, içindeki ivme ölçerden de yararlanarak oyuncunun hareketlerini oyuna yansıtabilyor.

Microsoft'un Xbox 360 için geliştirmekte olduğu Natal sistemi ile doğrudan rekabet etmesi beklenen bu yeni oyuncak, her ne kadar Natal'in aksine hala bir fiziki bir kumanda koluna ihtiyaç duysa da konsol oyunlarına yeni bir "hareket getirmeyi" şimdiden vadeder durumda.

Thunderbird 3.0.1 Çıktı

Thunderbird 3.0.1 çıktı

http://ftp.ankara.edu.tr/mozilla/thunderbird/releases/3.0.1/

adresinden indirebilirsiniz.

Firefox 3.6 Çıktı

Firefox 3.6 Sürümü 2 gün içinde çıkmış olacak.

Sürüm yükseltmesi otomatik olarak gerçekleşmeyeceği için ya "manual update" yapmanız yada http://ftp.ankara.edu.tr/mozilla/firefox/releases/ adresinden indirmeniz gerekecek.

Düzeltme : 21 Ocak 2010 Saat 9:36 itibari ile depolarda indirilebilir halde.

İndirme bağlantıları :
Türkçe Windows Paketi
Türkçe Linux Paketi
Türkçe Mac Paketi
Yada
Firefox 3.6 Windows (Türkçe) sürümünü buradan

Firefox 3.6 Linux (Türkçe) sürümüni buradan

Firefox 3.6 Mac (Türkçe) sürümünü buradan

Korsan Müzik İndirenin ADSL'i İptal!..

Korsan Müzik İndirenin ADSL'i İptal!..
İnternetten korsan müzik ve film indirmeyi engellemek için ağır önlemler geliyor. Uygulamaya göre yasadışı indirme yapan kullanıcı iki uyarı mektubundan sonra ADSL'den mahrum olacak...

Fransa'da 'Sarkozy yasası' olarak bilinen düzenlemeyle internet sağlayıcıları korsan müzik indirmede sorumlu tutuluyor. Türkiye'de de marttan sonra başlaması beklenen uygulamaya göre yasadışı indirme yapan kullanıcı iki uyarı mektubundan sonra ADSL'den mahrum olacak.
İnternetten korsan müzik ve film indirmeyi engellemek için ağır önlemler geliyor. Fransa ve İngiltere’den sonra Türkiye de korsan indirmede sorumluluğu internet servis sağlayıcılarına vermeye hazırlanıyor. Kanunda yapılması planlanan değişiklikle yasalara aykırı olarak müzik ve film dosyası indirenlerin internet erişimi askıya alınacak.
Müzik yapımcıları, bu yıl başında uygulamaya geçmesi beklenen yasanın yetişmediğini, ancak mart ayı sonunda tamamlanacağını söylüyor. 5101 Sayılı yasa ile yapılan değişiklikten sonra ses kayıtlarını yasadışı indirenlere karşı mücadele başlayacak.
Sarkozy yazdı
Türkiye’de de internet servis sağlayıcıları yasadışı indirmeden sorumlu tutulacak. Bu şekilde film, müzik, yada oyun indirenlerin tüm internet trafiği engellenecek. Fransa’daki yasaya göre internetten müzik ve film indiren kullanıcılar tespit edildikten sonra iki kez elektronik posta yoluyla uyarılıyor. Eğer kullanıcı bu uyarıları ciddiye almazsa internet abonelikleri mahkeme kararıyla iki aydan 1 yıla kadar iptal ediliyor. Türkiye’de de aynı uygulamanın mart ayında Meclis’ten geçmesi bekleniyor.
Söz konusu uygulamayı dünyada ilk kez Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy başlattı. Bu nedenle yasa ‘Sarkozy yasası’ olarak anılıyor. Sarkozy, uygulamayı Fransız kültürünün yok olmaması için kendisi kaleme aldı. Fransız lider internetin Fransız kültürünü ve yaratıcı endüstrisini yok ettiğini düşünüyor.
MÜ-YAP Başkanı Bülent Forta, Türkiye’nin AB ile eşleşme projesi ile bu yasanın da uygulanmaya başlayacağını söyledi. Şuan Kültür Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı yasa Fransa’daki yasaya benziyor. Yasa ile internetten uyarı sistemi uygulamaya konuluyor.
Albüm satışı dip yaptı
Sektör ve Sony Music’i konuştuğumuz Sony Music Türkiye Genel Müdür Şemsettin Göktaş, Türkiye’de 2003 yılından bu yana yerli ve yabancı albüm satışlarının sürekli düştüğünü söylüyor. Türkiye’de 2003 yılında 39.7 milyon adet olan yerli ve yabancı albüm satışı 2009’da 11.52 milyon adede indi. Bu düşüşün en büyük nedeni modası geçen kaset teknolojisiydi. 2003’te 26 milyon civarında kaset üretilirken bu rakam 2009’da 700 bine kadar indi. Göktaş, Türkiye’de albüm satışlarının bu kadar düşmesini ‘kasetten CD’ye geçişte devreye giren ADSL yaygınlaşmasına bağlıyor.
Araya ADSL girdi!
Göktaş, şimdi fiyatı düşürerek tüketicileri CD alma alışkanlığı kazandırmaya çalıştıklarını söylüyor. Göktaş, “Dönüm noktası 2004 yılıydı. ADSL’de TTNet’in 500 bin abonesi vardı. Şuan sadece TTNet’in 6 milyon kullanıcısı var. 12 milyon hane olduğu kabul edilirse evlerin yarısında internet var. Biz internete çok entegre olmuş bir ülkeyiz. İnternet kafeler çok yaygın, kablosuz internete kolay ulaşılıyor ve laptop satışları patladı. Bunların tümü albüm satışını düşürdü. Kasetten CD’ye dönemeden araya internet girdi” dedi.
İnternet trafiği durdu
Korsan müzik işinin eskiden polisiye olduğunu belirten Göktaş, “Artık internette korsanlar çok daha kolay bulunuyor. Fransa’daki uygulamadan sonra hem fiziki hem de dijital albüm satışları arttı” diye konuşuyor.
İsveç de Fransa gibi internet servis sağlayıcılarını sorumlu hale getirdi. Uygulamanın başladığı ilk gün internet trafiği yüzde 45 oranında düştü. Uygulamadan sonraki dönemde de CD ve internetten yasal müzik indirme gelirleri tavan yaptı. İngiltere, İtalya ve Yunanistan da bu uygulamayla ilgili çalışmalara başladı.
‘Yasal indirme artacak’
Göktaş, müzik endüstrisinde dünyanın dijital ortamda satılan mp3’lere kaydığını söylüyor. Şemsettin Göktaş’a göre Türkiye’de de yasal müzik satışı yapan Turkcell’in işi artacak, Vodafone ve Avea bu alana daha çok yatırım yapacak. Yasa geçtiğinde albüm satışlarında yüzde 35 olması beklenen daralmanın yüzde 10’a ineceği belirtiliyor. Göktaş, bu düzenlemeyle müzik piyasasının canlanacağını ve daha kaliteli hale geleceğini savunuyor.
Göktaş, Türkiye’de albüm sayısının 5 binden 3 bine düşmesini de bu duruma örnek gösteriyor.
CD de bitecek mi?
Dünyada fiziki albümün geleceği konusunda iki farklı senaryo bulunuyor. Bunlardan biri albümlerin flashdisk ya da mikro kartların içinde satılması. Bu uygulama 2007 yılından bu yana bazı yapımcılar tarafından yapılıyor. Ancak CD’nin de bazı kesimler tarafından alınmaya devam edileceği söyleniyor.
Göktaş, ikinci senaryonun ise fiziksel satışın biteceğini söylediğini belirtiyor. Göktaş, “Bence azalacak ama bitmeyecek. İnsanların sahiplik duygusu albüm satışlarını bitirmeyecek. Müzik şirketleri kendi seçimini yapacak” diyor.
MÜ-YAP korsan müzik indireni görüyor
Müzik yapımcılarının meslek birliği olan MÜ-YAP, yaptığı yazılım yatırımıyla korsan müzik indiren kullanıcıları görebiliyor. Kullanıcıların IP adreslerini gören MÜ-YAP herhangi bir yasal düzenleme olmadığı için korsan müzik indirmeye müdahale edemiyor. Ancak MÜ-YAP müdahale edememesine rağmen geçen yıl test amaçlı olarak 100 kişiye uyarı mektubu gönderdi. MÜ-YAP Başkanı Bülent Forta, “Şu an bizim koruduğumuz içerikleri indirenlerin çok büyük bölümünü görüyoruz. Türkiye’de ADSL kullanım gerekçesinin yüzde 70-80’ini yasadışı müzik, film ve oyun indirenler oluşturuyor. Kalan yüzde 20’lik kısmı ise şirketler kullanıyor” diyor.
Forta’nın verdiği bilgiye göre Türkiye’de yaklaşık 6 milyon ADSL abonesi olduğu dikkate alındığında 4.5 milyon abonenin yasadışı müzik, film ve oyun indirdiği anlaşılıyor.
‘En uygun fiyat Türkiye’de’
Sony Music, 12 Ocak’ta yabancı müzik albümlerinde ‘Süper Fiyat’ kampanyası başlattı. Britney Spears’ın ‘Singles Collection’, Leona Lewis’in ‘Echo’ ve Rod Steward’ın ‘Soulbook’ adlı yeni albümleri yeni versiyonlarıyla 14.90 TL’den satışa sunuldu. Şimdi de Michael Jackson, Alicia Keys, Kings Of Leon, Celine Dion, Bob Dylan, Eros Ramazotti gibi ünlü sanatçıların daha önce yayınlanmış albümlerinin de ‘Süper Fiyat’ versiyonları raflarda. Şemsettin Göktaş, Doğu Avrupa, Türkiye ve Yunanistan’a yönelik ucuz fiyat stratejisinin İtalya’da da başladığını söyledi. Yabancı albümlerin yerli ile aynı fiyata inmesini kartonla değiştirilen albüm ambalajı sağladı. Göktaş, Türkiye’deki fiyatın kampanyanın uygulandığı ülkeler arasında en uygunu olduğunu belirtti.
En çok Jackson sattı
Göktaş, Sony Music Türkiye’nin en çok sattığı alümün bu ay sonunda Michael Jackson’ın ‘This Is It’ albümü olacağını söyledi.
Jackson’ın ölümünden önce Türkiye’de neredeyse hiç albümünün satılmadığını hatırlatan Göktaş, “Geçen yıl 31 Aralık’a kadar toplam 30 bin albüm satıldı” dedi. Sony Music Türkiye’nin albümü şimdiye kadar Türkiye’de en çok satan yabancı sanatçısı 200 bin albümle Ricky Martin oldu. Martin’i 110 bin adetle içinde Titanic filminin müziğinin bulunduğu Celine Dion albümü izledi.
Avrupa nasıl cezalandırıyor?
Avrupa’da müzik indirenlere de yükleyenlere de ağır cezalar kesiliyor. Avrupa ülkelerinde cezalar şöyle:
Almanya: Alman Mahkemeleri yasadışı yükleme (uploading) ve indirme (downloading) ile ilgili indirilen veya yüklenen dosya sayısına göre ceza veriyor. Şimdiye kadar verilen para cezaları 150 ile 1800 avro arasında. Hatta bazı davalarda 35 saate kadar çalışma mahkûmiyeti bile veriliyor.
İtalya: 2004’te yürürlüğe giren İtalyan Ceza Kanunu’na göre, kanuna aykırı müzik dosyalarının indirilmesine 154 avroluk idari para cezası veriliyor. Ticari kazanç olmadan kanuna aykırı yüklemede (uygun hale getirme), ceza 2065 avroya kadar çıkıyor. Ticari amaç için kanuna aykırı yükleme ise üç yıla kadar hapisle cezalandırılıyor.
İsveç: İsveç Kanunlarına göre, kanuna aykırı indirme ve yükleme, telif hakkı yasasına göre, hem iki yıldan uzun olmayan hapis cezasıyla hem de para cezasıyla cezalandırılıyor.
İngiltere: İngiltere yasalarına göre müzik, film gibi dosyaların kanuna aykırı yüklenmesi (uploading), suç olarak nitelendirilmiş ve iki yıla kadar hapis ve sınırsız para cezası ile de yaptırıma bağlanmış

Facebook'un gerçek yüzü!

Dünyanın en büyük sosyal ağı Facebook 350 milyon kullanıcıya sahip. İnsanların gerçek isimleriyle kayıt olduğu, adreslerini, telefon numaralarını, kişisel fotoğraflarını, iş bilgilerini ve daha fazlasını paylaştığı bu platformun gizlilik ve güvenlik özellikleri, kamuyu derinden ilgilendiriyor.

Kamu ve hatta devlet meselesi kabul edilebilecek çapta bir bilgi deposu haline gelen Facebook'un, gizlilik konusundaki rezaletlerinin ardı arkası kesilmiyor. Bununla birlikte, Facebook bu sorunları gidermek yerine, bilgilerin halka açılmasını telkin ediyor.

Yurt dışında Facebook hakkında eleştirel yazıların yer aldığı online yayınlar, Facebook'un korkutucu şakalarına bile maruz kaldı. Sadece site editörlerinin hesaplarında çıkan özellikler haber yapıldığında, Facebook "Bize sormadan yazmayın bir daha diye şaka yaptık" açıklamasında bulunmuştu.
Facebook'ta "Master key"
Röportaj notları şaşırtıcıRumpus'ta yayınlanan bu röportaj bazı korkutucu bilgiler içeriyor.
Facebook üzerinde bilgilerin ele geçirilmesinin ne kadar kolay olduğunu ortaya koyuyor. Biz de bu röportajdan önemli noktaları bu haberimizde sizlere aktarıyor, Facebook'un çalışanını kullanarak yine ve bu kadar kötü birşaka yapmadığını umarak takdiri sizlere bırakıyoruz.

Rumpus: Daha önceden bir ana şifreden bahsetmiştiniz, bu artık kullanılmıyormuş.

Çalışan: Ne zaman bitti bilmiyorum ama böyle bir şifremiz vardı. Bu şifre ile ID'si yazılan herhangi bir kullanıcının hesabına girmek mümkündü. Size şifreyi vermeyeceğim ama telaffuzu aşağı yukarı "Chuck Norris" gibiydi. Oldukça fantastikti.

Rumpus: Bunu herhangi bir Facebook çalışanı kullanabiliyor muydu?

Çalışan: Teknik olarak evet ama pratikte kullanımı orijinal mühendislerle kısıtlıydı. Sadece onlar biliyordu, yani insan kaynaklarından rastgele biri girip profillere bakamıyordu. Bu özellik mühendislik amaçlı olarak vardı.

Call of Duty'den yeni rekor!

Activision Blizzard bir basın açıklaması yaparak, Call of Duty: Modern Warfare 2'nin çıktığı günden bu yana 1 milyar doların üzerinde ciro yaptığını duyurdu.

Activision Blizzard CEO'su Robert Kotick yaptığı açıklamada "Call of Duty: Modern Warfare 2 beklentilerimizi aştı ve hem sinema hasılat rekorlarını, hem de bilgisayar oyunları rekorlarını paramparça etti. Sadece bir avuç eğlence ürünü 1 milyar dolar ciroya erişti, bu da Call of Duty markasının gücünü ve oyunun kitlelere ne kadar hitap ettiğini gösteriyor" dedi.

Satışa çıktığı ilk 5 gün içerisinde dünya çapında 550 milyon dolarlık satış yapan oyun, Avatar, Harry Pottern and the Half Blood Prince ve The Dark Night gibi dev sinema yapımlarını bile geride bıraktı.
ELSPA bu açıklamadan hemen önce Call of Duty: Modern Warfare 2'nin İngiltere'de en çok satan oyun olduğunu açıklamıştı. Bu oyun FIFA 10 ve Wii Sports Resort'u bile geride bıraktı.

İşte Call of Duty: Modern Warfare 2'nin 1. olduğu İngiltere'de en çok satan 20 oyun:

1. Call of Duty: Modern Warfare 2
2. FIFA 10
3. Wii Sports Resort
4. Wii Fit
5. Wii Fit Plus
6. Assassin's Creed II
7. Mario Kart Wii
8. Mario & Sonic at the Olympic Winter Games
9. Call Of Duty: World At War
10. FIFA 09
11. New Super Mario Bros. Wii
12. Wii Play
13. Professor Layton And The Curious Village
14. Forza Motorsport 3
15. Lego Batman: The Videogame
16. Call of Duty 4: Modern Warfare
17. Need For Speed: Shift
18. Resident Evil 5
19. Dr Kawashima's Brain Training
20. Mario & Sonic at the Olympic Games

Yeni Half-Life için resmi açıklama...

Eğer bu yıl Valve'nin en ünlü oyunu Half-Life'ın yenisini oynamayı planlıyorsanız size kötü bir haberimiz var. Valve 2010'da yeni bir Half-Life'ın piyasaya çıkmayacağını resmi olarak duyurdu. Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca oyuncu Half-Life'ın yeni oyunu Half-Life 2: Episode 3'ün bu yıl içerisinde tamamlanacağı ve satışa sunulacağını bekliyordu. Valve'den gelen bu haber kısa sürede pek çok oyuncunun hayal kırıklığı dolu forum mesajları ile karşılandı.

Bir önceki Half-Life oyunu olan Half-Life 2: Episode 2, 2007 yılında piyasaya çıkmıştı ve aradan geçen süre boyunca oyuncular serinin devam oyununu merakla beklemeyi sürdürdüler. Valve'nin Episode 3 üzerinde çalıştığı biliniyor ancak şimdiye kadar basına konuyla ilgili çok az bilgi verildi. Bu açıklama üzerine tek beklentimiz Valve'nin E3 fuarına katılması ve fuarda konuyla ilgili detaylı bilgiler vermesi. Ama görünüşe göre o zamana kadar yapılabilecek tek şey geri dönüp eski Half-Life oyunlarını yeniden oynamak...

Oyuncular küplere binecek!

Venüzella'nın lideri Hugo Chavez pek çok farklı konudaki ilginç çıkışları ile tanınıyor. Düzenli olarak gerçekleştirdiği "Alo Presidente" (Alo Başkan) adlı radyo programında bu kez hedefinde Sony'nin popüler oyun konsolu PlayStation da vardı. Chavez, PlayStation'ı zehir olarak tanımladı ve oyun konsolunun "Cehenneme giden kapitalist yolu" tabirini kullandı.

"PlayStation dedikleri oyunlar bir zehir. Oyunları bazıları insan öldürmeyi öğretiyor" diyen Chavez; "Bir keresinde benim resmimi de bir oyuna koymuşlar ve oyunda 'Chavez'i bulun ve öldürün' demişlerdi" diye konuştu. Chavez'e göre bu tip oyunlar önce çocuklara öldürmeyi öğretiyor daha sonra da öldürmeye alışan bu insanlara silah satmayı hedefliyor.

Venezüella'da Ekim ayında çıkan bir yasa ile video oyunları satmak yasaklanmış ve satanlara 5 yıla kadar hapis cezası getirilmişti.

Rekora koşan Avatar'ı izlerken öldü!

James Cameorn'ın tam 13 yılda tamamladığı ve en büyük gişe geliri rekorunu eline geçirmesine kesin gözüyle bakılan Avatar filminden sizlere daha önce de bahsetmiştik. Bu haberimizde aktardığımız ilginç kullanıcı yorumlarının ardından daha ilginç bir haber bu kez Tayvan'dan geldi... 42 yaşındaki bir adam Avatar'ı izlerken felç geçirdi!

Tayvan'ın Hsinchu şehrinde filmi izleyen 42 yaşındaki Kuo adlı adam çevresi tarafından tam bir sinemasever olarak tanınıyor. Filmin gösterimine de büyük bir heyecan ile giden Kuo film esnasında fenalaştı. Hızla kaldırıldığı hastanede doktorlar daha önceden de tansiyon sorunları bulunan Kuo'nun film esnasında büyük ihtimalle aşırı heyecan yüzünden beyninde kan birikmeye başlamış olduğunu tespit ettiler. Hastaneye kaldırıldığı anda bilinci kapalı olan Kuo 11 günlük yaşam mücadelesini kaybetti ve hayata gözlerini yumdu.
Çin'den Avatar'a dolaylı engelleme!
Bu esnada Çin'de de Avatar ile ilgili ilginç bir gelişme yaşandı. Filmi ülkeye getiren hükümet kuruluşu olan Çin Film Grubu, Avatar'ın sadece üç boyutlu olarak gösterilmesine izin verdiğini açıkladı. Bu açıklama aslında filmin doğasına uygun görünse de sorun Çin'de bu teknik donanıma sahip çok az sayıda sinema salonu bulunuyor olması. Pek çok kesim tarafından bu karar Çin hükümetinin Avatar filmini dolaylı yöntemlerle engelleme kararı aldığı şeklinde yorumlandı.

Fakat Çin'de olaylar bununla sınırlı değil. Sızan bilgilere göre Çin Hükümeti bu dolaylı engelleme ile yetinmeyerek Avatar'ı tamamen yasaklamayı da planlıyor. Bunun ise iki sebebi bulunuyor. Avatar'ın çok büyük ilgi görmesi sinemada film izlemek isteyen Çinli halkın büyük kısmını bu filme gitmeye yönlendirecek ve yerli yapımlara olan ilgi düşecek. İkinci konu ise filmin halk üzerinde olumsuz etkiye yol açıp şiddet eğilimlerini arttırma riski.

Silverlight 4 kurulumu ve yenilikleri

Silverlight teknolojisinin ilk çıktığı günleri hatırlıyorum da arkadaşlarla birlikte nasıl heyecanlanmıştık. Bu heyecanlarımızın bu güne kadar bazıları karşılandı bazıları karşılanmadım. İlk zamanlar javascript kullanarak geliştiriyorduk Silverlight’ı, şimdi neredeyse herhangi bir dil yetiyor bunun için. Çok kısa bir sürede birçok yenilik kazandı aslında.
İnternet kısmına baktığınızda ise bu kadar yeni bir teknoloji olmasına rağmen binlerce makale video göreceksiniz. Belki şu anda birden içinizde Silverlight öğrenme istediği yeşerdi, makaleden sonra hemen gidip bakkaldan Silverlight 3 alacaksınız? J Ama bilmeniz gereken bir şey var, her senenin sonuna doğru olduğu gibi bu sene sonunda da Silverlight yapacağını yaptı ve bir beta daha yayımladı. Visual Studio 2010 ile gelmesi beklenen Silverlight 4 ‘ün çok sağlam bir test versiyonu yayımlandı, bununla beraber tabi ki de Expression Blend programının 4 Beta sürümünde aynı anda...
Peki, daha 3 ‘ile uygulama geliştirmeye yeni ısınmışken buda nerden çıktı demeyin, Mademki kendimizi developper yani geliştirici diyoruz, o zaman bizim de gelişime açık olmamız gerekiyor. Bu gün beta ile gelen yenilikler beta olmasına rağmen gerçekten göz dolduruyor, Tam sürümde de bunları bekliyoruz. Şimdi yeniliklere bir bakalım.

- İnternet ortamında sürekli problem halinde olan yazdırma problemi Silverlight 4 Beta ile gelen kütüphaneyle birlikte tarihe karışıyor, wpf’in yazdırma sistemine benzeyen bir sistem geliyor. Yani herhangi bir UIElement’ i direk yazıcıya gönderebileceğiz.

- 60’dan fazla yeni form kontrolü içinde geliyor. RichTextBox, MaskedTextBox, HyperLink gibi eksikliğini çektiğimiz kontrollerde bunun içinde. Karmaşık validation işlemlerini gerçekleştirmek için kontrollerde içeriyor.

- Önceki sürümlerde datagrid gerçekten sıkıntılıydı, ama şimdi bug’ları giderilmiş bir şekilde kopyalanıp yapıştırılabilen, sıralanabilen, yeniden boyutlandırılabilen satırlar ve sütunlarla birlikte geliyor.

- Wcf RIA Servisleri kısmında da bir çok yenilik bizi bekliyor, transaction yapısı, dataları sayfalama gibi veriye erişim kısmında http ve wcf yapılarında yenilikler göreceğiz.

- Arabça'nın da içinde bulunduğu 30 yeni dil seçeneği geliyor text ‘lerimiz için. Ve gene text’lerimiz için soldan sağa doğru yazma özelliği geliyor, yalnız bu özellik doğrudan ulaşılabilen texlerde kullanılamıyor. Label ve Textblock gibi kodlama ile ulaşabileceğimiz kontrol’ler de kullanma imkânı var şimdilik.

- Artık Silverlight 4 Beta masaüstünde daha güçlü, Hazırladığımız karmaşık kodlar artık masaüstümüzde de hiçbir değişiklik olmadan çalışıyor ve artık Silverlight 4 Beta masaüstümüze, sistem klasörlerine, belgelerimize ulaşabiliyor. Hata bir Office uygulamasını içine dahil edebiliyor, yönlendirebiliyor. Yani bilgisayarda kurulu olan +Com ‘ları çalıştırabiliyor, yönetebiliyor.

- Gelişmiş data binding desteği ile Silverlight 4.0 , veri gruplamada, düzenlemede hatta string formatlarında esnekliği ve verimliliği artırıyor.

- Managed Extensibility Framework sayesinde çok büyük projeleri, birleştirilmiş karmaşık uygulamaları geliştirmeye imkân sağlandı.

- Komple düzenlenebilir bir ara yüz, sürükleyip bırakarak veri bağlama, data kontrollerine otomatik örnek veri bağlama, datasource seçme, Expression Blend stilleri, Tam manasıyla bir Intellisense desteği Visual Studio 2010 ile bütünleşerek geliyor.

Bu yeniliklerin kullanılabilmesi için Developperlar’a yani yazılım geliştiricilere bir sürü araç geliyor, ben burada hepsini anlatmıyacağım, ama hoşuma giden özelliklere deyineceğiz.


** Web cam ve Mikrofon Silverlight için her zaman bir eksiydi, ama şimdi Silverlight 4,0 Beta ile web cam kontrolü ve mikrofon kontrolü çok hoş bir şekilde geliyor, şöyle ki istediğiniz animasyonu istediğiniz efekti web cam üstüne uygulayabileceğiniz hazır bir ortam. Yani herhangi bir rectangle kontrolü için ürettiğimiz animasyonları aldığımız web cam görüntüleri içinde uygulayabileceğiz.

** Google Crome tarayıcısı da artık destekleniyor.

** Performans Optimizasyon sağlanarak Silverlight uygulamaları artık daha hızlı hale geldi, %200 oranında bir artış göstererek Silverlight 3 ile arayı açtı.

** Yeni MultiTouch desteği ile birlikte dokunmadık işlemlerde yeni ve hoş dokunuşlar geliyor. Kullanıcıya güzel tecrübeler yaşatabileceğiniz imkânlar sunuyor.

** Uzun listeler artık faremizin tekerleği ile zahmetsizce indirilip kaldırılabiliyor.
Bu kadar yenilikten sonra biraz olsun heyecanlandınız mı? O zaman Silverlight Beta 4 nasıl kurulur ona bakalım.

Öncelikle Silverlight Tools’u kurmamız gerekiyor, yani

1-Silverlight 4 Beta Tools for Visual Studio 2010


Bunun ile birlikte runtime kütüphanelerinin tamamı geliyor, yalnız unutmamanız gereken bir şey var Silverlight 4’ü kurmak ve kullanmak istiyorsanız Visual Studio 2010 beta 2 (şu an için) sisteminizde kurulu olması gerekiyor.

2-Microsoft Expression Blend for Net 4 Preview (isteğe bağlı)


Silverlight projelerimizde kullanacağımız görsel tasarımları xaml kodları ile elimizle yazabiliyoruz. Ama karmaşık tasarımlarda ihtiyaç duyarsak güzel bir tasarım programına ihtiyacımız olacak. İşte o programın son sürümü her zaman olduğu gibi son Silverlight sürümü ile birlikte beta olarak geliştiriciler ve tasarımcılara ücretsiz olarak dağıtılıyor. Blend for Net 4 Preview

3-Silverlight 4 Beta Toolkit (isteğe bağlı)


Codeplex üzerinde hazırlanan bu açık kaynak kodlu toolkit içerisinde birçok hoş kontrol barındırıyor isteğe bağlı olarak bu toolkitte kurulabilir, ben tavsiye ediyorum kurmanızı. En son Silverlight 4 Beta için Nowember Preview çıktı, ama her 3 aya bir bu geliştiriliyor. Yeni toolkitler de bizleri bekliyor.

Bunların dışında isteğe bağlı platformlarımızda var örneğin Ria Servisler gibi ben onlardan bahsetmeyeceğim yukarıda anlattığım programların ve eklentilerin kurulumu için gerekli linki vereceğim.

http://silverlight.net/getstarted/silverlight-4-beta/#tools

Sanallaştırma(Virtualization) nedir-I

Kısa yazımda da geçtiğim gibi Sanallaştırma artık normal masaüstlerinde çok daha ucuza çalışabilir hale geldi.

Peki Sanallaştırma nedir, ne işe yarar, kimlerin ihtiyacı vardır, hangi işlemcilerde çalışır? Bu soruların cevabını bu makale dizisinde vereceğim. Başlayalım o zaman.

Sanallaştırma(Virtualization) Nedir?

Sanallaştırma bir fiziksel kaynağı birden fazla mantıksal işleme bölerek fiziksel kaynağı daha verimli hale getirmektir. İlerleyen konularda daha iyi kavrayacaksınız.

Sanallaştırma ilk IBM tarafından ocak 1967 de bulunmuştur. IBM Mainframe sistemleri olarak geçer. Ana bilgisayar belirli bir yazılım ile bölününerek birden fazla kullanıcıya aynı anda hizmet sağlar.

Biraz örnek ile açalım. Bir sunucunuz var çok güçlü. Nasıl bir örnek olsun hımm, şöyle düşünün;

İki tane dört çekirdekli bir Xeon işlemcisi. Örneği daha da gerçekçi hale getirelim:

İki tane Intel® Xeon® Processor X5570 işlemcimiz olsun. Bu işlemci bir 4 çekirdekli işlemcidir. Ve Hyper-Threading özelliği ile işlemcide 8 tane çekirdek gözükmektedir(4 gerçek, 4 sanal)
biz iki tane fiziksel işlemci kullanacağımız için: 2 X 4 X 2 = 16 Çekirdekli bir bilgisayar olacak bu.
Nedir bu 2 X 4 X 2: 2 Tane fiziksel 4 çekirdek ve Hyper threading desteği. Kısaca 2X4 = 8 X 2= 16 tane işlemci çekirdeği.

İşlemcimizi seçtik.
Sıra anakartımızı seçelim:

Anakartımız Asusun Z8PE-D12 Model sunucu anakartı.
http://www.asus.com/product.aspx?P_ID=z1K4qLpLmyLfwXtw
Anakartımız baya güçlü bir anakart:
96 GB a kadar DDR3 TripleChannel Ram desteklemektedir.
12 X 8GB ram = 96 GB ram. Bizde bu anakartta 24 GB Ram olduğunu farz ediyoruz. 4GB x 6 = 24 GB toplam ram.

Şimdi Sanallaştırmada en önemli kısımlardan biri: Harddisk! Çoğu kişi harddiski önemsemez! Ama sanallaştırmada Sanal çalışan işletim sistemi bir harddisk dosyasıdır. İleride anlatıp resimlerle göstereceğim sizlere.

Harddiskimizin boyutu çok önemli değil. Asıl önemli olan veriyolu tipi ve harddiskin ncq, önbellek, ve devir hızı(eğer ssd disk kullanılmadıysa). Biz 15 bin devirlik Seagate nin SAS Harddiskini kullanacağız.

Seagate SCSI 73 GB 15000 Rpm ST373455SS
http://www.hepsiburada.com/seaga ... &productid=bd850662
Bu harddiskin özellikleri:
15 Bin devir.
16MB önbellek.
73GB boyut.

Boyutu Küçük olduğu için 4 tane takacağız ve bir tane de 300 GB lık:
Western Digital 300GB 16 MB SATA Disk WD3000HLFS Harddisk kullanacağız.

Şimdi ne oldu: 4 Tane 73 GB 15Krpm ve 1 tane 10Krpm 300 GB harddiskimiz var.
Anakartımız SAS desteği vermiyor: ASUS PIKE 1078 8-port SAS HW RAID card takıyoruz.
Şimdi anakartımızda Donanımsal güçlü bir sas raid kartı takıldı. Şimdi bu sistemi raid 0 ile 4 tane 73 gb hdd mizi birleştirelim. Raid 0 dizeli olarak sıralanmış disklerden oluşur ve veriler çok hızlı şekilde işlenip depolanır. Tek kötü tarafı çökme riski yüksektir!
Bu yüzden 10k 300 gb lık hdd mizi aldık.

Şuan için alt yapı oluştu bu anakarta işlemciye, ram ve hdd ye uygun güçlü bir güç kaynağı ve diğer donanımları takıp hazır hale getirdiğimizi varsayıyoruz. Son kez ele alalım makinamızı:

2x Xeon 5570 Quad Core İşlemci.
6x 4GB DDR3 ram(ECC ve full Buffered)
Asus :Z8PE-D12 Anakart.
4x 73 GB 15k rpm hdd
1x 300 GB 10k rpm hdd.
1200 watt güçkaynağı ve anakarta uyumlu kasa.
mouse ve klavye.
birde basit bir monitör.

Şimdi Sanallaştırmayı açalım tamamen.

Sanallaştırma Nasıl Çalışır

Sanallaştırma genellikle kullanım olarak iki taraflıdır(Aslında çeşit olarak 2 den fazladır ama üstünde duracağımız konu iki tane)


Yazılım tarafından sanallaştırma
Donanımsal sanallaştırma
Yazılım tarafından sanallaştırma
Girişte sanallaştırmayı üstü kapalı anlatıp geçtim. Sanallaştırmayı detaylandırırsak gerçek hayatta en çok iki türde kullanılır. Yazılımsal sanallaştırma;

Sanallaştırma işi işletim sistemine kurulan özel bir yazılım tarafından yapılır. Kurulan yazılım bir tane özel bir dosya yaratır bildiğiniz winrar dosyası gibi. Bu yaratılan dosyayı yazılım tarafından çalıştırılabilen işletim sistemleri tarafından kullanmak için tutulur. Yazılım seçilen işletim sistemini birebir sanki bir bilgisayara işletim sistemi kuruyormuş sunuz gibi çalıştırır ve grafik arayüzünde size gösterir.

Aşağıdaki resim örnek bir yazılımsal sanallaştırmadır:

Windows 7 beta 1 i bir arkadaşımız VMWare Player ile sanallaştırma uygulayarak çalıştırmış.
(VMWare Player sanallaştırma uygulanmış sanallaştırma dosyasını açıp çalıştırmaya yarayan bir programcıktır. Nasıl ki windows media player bir filmi açıp gösterirse vmware player da vmware ın sanallaştırma programı tarafından oluşturulmuş dosyayı açıp çalıştırabiliyor)

Yukarıdaki sanallaştırma işlemi yazılımsal sanallaştırmadır. Bakın örnekteki işletim sistemi vista ama sanal olarak windows 7 yi çalıştırıyor. Bunun birçok avantajı vardır bir sonraki konumuzda topladığımız sunucu ile birlikte avantajları sayacağım sizlere.
Şimdi Donanımsal sanallaştırmaya gelelim.

Donanımsal Sanallaştırma

Adından da anlaşılacağı üzere yazılımsalın tam tersidir. Ama bunda yazılım kullanılmıyor anlamına gelmez :)

Donanımsal sanallaştırmada Özel olarak üretilmiş yazılımlar kullanılmaktadır. İster işletim sistemi olsun ister direk sadece donanımsal sanallaştırma için geliştirilmiş yazılımlar olsun hepsi donanımsal olarak sanallaştırma desteği verir.

Donanımsal Sanallaştırma nedir: Sanallaştırma yazılımı, desteklenen donanımlara sanallaştırılan yazılımın direk erişmesine izin veren sanallaştırmadır.
Nasıl ya gibi bir durum oldu. Açalım biraz.
Yukardaki işlemcimizi inceleyelim:

Xeon x5570 in özelliklerinden iki özellik ilgimizi çekiyor:
Intel® Virtualization Technology (VT-x) Intel® Virtualization Technology for Directed I/O (VT-d)Intel Sanallaştırma desteği ve Intel direk donanıma erişim veren sanallaştırma teknolojilerini destekleyen bir işlemci.

Bir uyarı: Donanıma direk erişen sanallaştırma seçeneği her zaman yazımsaldan hızlıdır!

İşlemcimizin Blok Diagramı bu:

İki işlemci birbiriyle direk etkileşim kurup ram e direk erişim sağlıyor. Güzel bir işlemci seçmişim :P

Şimdi bu işlemci donanımsal sanallaştırmayı direk desteklemektedir. Buda bizim bu sunucuda sanallaştırma için özel bir yazılım kullanacağımız anlamına gelir.

Şimdi Sanallaştırma yazılımı üreten üreticiler:
VMWare - Dünyadaki en iyi ve en büyük sanallaştırma teknolojisi firması. yanlış hatırlamıyorsam 98 den bu yana sanallaştırma üzerine yoğunlaşmış bir firma.
Sun - VirtualBox yazılımını satın alıp açık kaynak olarak ve Solariste özel ultraspark işlemcilerine uyumlu kendi sanallaştırma yazılımlarını üretir.
Microsoft - Hyper-V yi üretmiştir. Bu işe biraz geç girmiştir. Bilinen ürünü: Microsoft virtual pc dir. 2007 sürümünde ücretsiz hale getirmeselerdi fazla tanınmış olmayacaktı. Şuan Hyper-v nin 2. versiyonu çıktı ve direk donanımsal desteklidir. Yani donanımsal sanallaştırma desteklenmiyorsa kuramazsınız!
Promox var.
Xen var.
Yukarıdaki son ikisini hiç kullanmadım.

Biz Microsoft ve VMWare dan söz edeceğiz ilerleyen bölümlerde.

Donanımsal sanallaştırmayıda açıkladığımıza göre avantajlarından bahsedelim...

Sanallaştırmanın Avantajları

Direk örnekle giriyorum. Bir şirketsiniz çok büyük bir şirketsiniz. Türkiyenin heryerinde mağazanız var diyelim. Şimdi her mağaza için bir sunucu hazırlayıp birde genel merkezde sunucunuz var diyelim. Bu sunucu mağazadaki sunucularla iletişimde. Hesaplayalım şimdi ufaktan.

250 mağaza olsa ve bir genel merkez olsa toplam 251 sunucu vardır. Bunların 7 / 24 açık kaldığını varsayalım. Elektrik faturası kabarık gelecektir. Artı sunuculara yatırım zaten yeterince kabarık bir fatura ile size geri dönecektir.

Peki biz buna bir çare bulsak?
Nasıl?

Sanallaştırma!

Şimdi bu sunucuları güçlü bir sunucuda birleştirelim bu sunucu hem veritabanını tutsun hem mağazalardaki sunucuların görevini tek başına üstlensin, hem web sitesini yayında tutsun, hemde emailler ve yazışmaları tutsun.

4 Tane işlem!
Yukarıdaki topladığımız makina bu işlemleri rahatlıkla karşılar.

Nasıl hala anlamadım ben?

Şimdi 4 işlem 4 tane ana sunucu görevini almış gözüküyor.

E-Mail Servisi
Websitesi
Veritabanı
Mağaza yazılımının sunucu hizmeti.
Bu görevler büyük çaplı görevler her biri.
Hebirine bir sunucu hazırlasak ortalama 3 - 4 bin tl lik makina almak gerekir.
Peki biz ne yapıyoruz 8 bin tl lik bir makina alıp yada toplayıp bu işlemleri sanallaştırıp maliyet düşürüyoruz.
1. Avantaj.

Sanallaştırma uygulanan donanım bir kasa olduğu için elektrik faturası düşüyor.
2. Avantaj.

Sanallaştırma sayesinde bütün hizmetler tek bir sunucuda. Kolay yönetilebilirlik!
3. Avantaj.

Sanallaştırma sayesinde tek makinanın sonradan çıkacak bakım ve donanım masrafı daha az tutacaktır
4. Avantaj.

Sanallaştırma sayesinde sanallaştırılan işletim sistemini yedeklemek daha basittir. Sanallaştırma ana dosyasını yedekleyip sanallaştırılmış yazılıma virus girmesi, yanlış bir ayar vb gibi durumda çöktüğünde direk geri yükleme(recovery)
5. avantaj.

Sanallaştırmada kullanılan yazılım ücretsiz sağlanabiliyor:
VMWare Server 2.0, ESX 3.5 Yada Microsoft Hyper-V Server r2. Ücretsiz olduğundan ek bir maliyet yok.
6. Avantaj.

Sanallaştırmada lisanslama daha da düşüktür. Mesela Microsoft Sanallaştırma için kullanılacak Vista yı 25 dolaramı ne veriyordu tam bilmiyorum.
7. Avantaj.

Sanallaştırılmış işletim sistemlerindeki ağ bağlantıları ve birbirleriyle iletişim daha rahat olacağı için tekrardan maaliyet düşüşü ve kolay yönetilebilirlik.
8. Avantaj.

Avantajları gördük sanallaştırmadaki.
Bir sonraki yazımda örnek olarak VMWare Server 2.0 ı inceleyeceğiz(Ücretsiz olduğundan dolayı! Hyper-V yi kullanabilmek için ikinci bir makina gerekli uzaktan yönetim için...)

Kaynaklar:
http://en.wikipedia.org/wiki/Hypervisor
http://en.wikipedia.org/wiki/Hardware-assisted_virtualization
http://www.intel.com/technology/virtualization/